Geri

   

 

 

İleri

 

15 Alah’a Yakınlık ve Uzaklık

Alah’ın yakınlık ve uzaklığı, mesafenin uzunluk ve kısalığı ile değil, kerâmet (lûtuf ve ihsan) ve zillet (lûtuf ve ihsanını kesmek) manasındadır.

وليس قرب اللّه تعالى ولا بعده من طريق طول المسافة وقصرها، ولكن على معنى الكرامة والهوان

İtâatli olan kul, Allah’a keyfiyetsiz (fizikî şartların dışında) olarak yakındır. Âsi kul ise, keyfiyetsiz olarak Allah’tan uzak olur. Yakınlık, uzaklık ve yönelmek, (mü’min olan) yalvaran kula râcidir (yalvaran kulla ilgili olarak kullanılır). Aynı şekilde Cennet’te komşuluk ve Allah’ın önünde bulunmak da keyfiyetsiz (sağ, sol, ön, arka, alt, üst, zaman ve madde gibi fizikî şartlar dışında) şeylerdir.

والمطيع قريب منه بلا كيف، والعاصي بعيد عنه بلا كيف، والقرب والبعد والإقبال يقع على المناجي. وكذلك جواره في الجنة والوقوف بين يديه بلا كيفية.  

Kur’ân-ı Kerîm, Allah’ın Resulüne (Muhammed aleyhisselâm’a) indirilmiş olup, mushaflarda yazılıdır.

والقرآن منزل على رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم وهو في المصاحف مكتوب.

Kelâm manasında Kur’ân âyetlerinin hepsi de fazilet ve büyüklük bakımından birbirine eşittir. Fakat bazısında zikir ve zikredilen fazileti söz konusudur. Âyetü’l-Kürsî buna örnektir. Burada zikredilen Allah’ın yüceliği, azameti ve sıfatlarıdır. Bu âyette hem zikir, hem de zikredilenin fazileti bir araya gelmiştir. Bir kısmında ise, sadece zikir fazileti vardır. Kâfirlerin kıssalarında olduğu gibi. Bu âyetlerde zikredilenin bir fazileti yoktur; çünkü zikredilenler kâfirlerdir.

وآيات القرآن في معنى الكلام كلها مستوية في الفضيلةوالعظمة إلا أن لبعضها فضيلة الذكر وفضيلة المذكور، مثل آية الكرسي لأن المذكور فيها جلال اللّه تعالى وعظمته وصفاته، فاجتمعت فيها فضيلتان : فضيلة الذكر وفضيلة المذكور، ولبعضها فضيلة الذكر فحسب مثل قصة الكفار وليس للمذكور فيها فضل وهم الكفار،