Müslümanlar, yüce Alah’ı kendisini kitabında vasıflandırdığı
bütün sıfatlarıyla gerçek olarak
bilir.
Hiç
bir kimse Allah’a, onun şanına lâyık şekilde hakkıyla
ibadet etmeye kâdir değildir. Fakat insan, ancak Allah’ın
kitabında, Resulünün bildirdiği kadar Allah’a ibadet
eder. |
نعرف
اللّه تعالى حق معرفته كما وصف اللّه نفسه في كتابه بجميع صفاته، وليس
يقدر أحد أن يعبد اللّه تعالى حق عبادته كما هو أهل له،
ولكنه يعبده بأمره كما أمر بكتابه وسنة رسوله. |
Bütün mü’minler;
ma’rifet, yakîn, tevekkül, muhabbet, rıza, korku
ve
ümit
gibi hususlara îman konusunda birbirlerine eşittirler. Ancak
bu konulara birbirlerinden farklıdırlar. |
ويستوي المؤمنون كلهم في
المعرفة واليقين والتوكل والمحبة والخوف والرجاء والإيمان،
ويتفاوتون فيما دون الإيمان في ذلك كله. |
Yüce Allah, kullarına karşı
lûtufkârdır,
âdildir,
kulun hakettiği sevabı lûtfuyla kat kat fazlasıyla verir. Kulunu,
âdaletinin icabı olarak işlediği günahtan dolayı cezalandırır.
Aynı şekilde kendisinden bir lûtuf olarak da bağışlar.
|
واللّه تعالى
متفضل
على عباده،
عادل،
قد يعطي من الثواب أضعاف ما يستوجبه العبد تفضلا منه، وقد يعاقب على
الذنب عدلا منه، وقد يعفو فضلا منه. |