Geri

   

 

 

İleri

 

11 Ru’yet

Allahü teâlâ, ahirette görülecektir. Mü’minler Allah’ı Cennet’te, aralarında bir mesafe olmaksızın, teşbihsiz ve keyfiyetsiz olarak baş gözleriyle göreceklerdir.

Îman, dil ile ikrar, kalp ile tasdiktir. Gökte ve yerde bulunanların îmanı, îman edilmesi gereken şeyler yönünden artmaz ve eksilmez, fakat yakîn ve tasdîk yönünden artar ve eksilir.

واللّه تعالى يرى في الآخرة ويراه المؤمنين وهم في الجنة بأعين رؤوسهم، بلا تشبيه ولا كيفية، ولا يكون بينه وبين خلقه مسافة.

والإيمان هو الإقرار والتصديق. وإيمان أهل السماء والأرض لا يزيد ولا ينقص من جهة المؤمن به، ويزيد وينقص من جهة اليقين والتصديق

Mü’minler, îman ve tevhid hususunda birbirlerine eşittirler. Fakat amel itibariyle birbirlerinden farklıdırlar.

والمؤمنون مستوون في الإيمان والتوحيد، متفاضلون في الأعمال.

İslâm, Allah’ın emirlerine teslim olmak ve itâat etmek demektir. Lügat itibariyle îman ve islâm arasında fark vardır. Fakat islâmsız îman, îmansız islâm da olmaz. Onların ikisi de bir şeyin i ve dışı gibidirler.

والإسلام هو التسليم والانقياد لأوامر اللّه تعالى، فمن طريق اللغة فرق بين الإيمان والإسلام، ولكن لا يكون إيمان بلا إسلام، ولا يوجد إسلام بلا إيمان، وهما كالظهر مع البطن. 

Din ise, îman, islâm ve şeriatların hepsine birden verilen isimdir.

والدين اسم واقع على الإيمان والإسلام والشرائع كلها.