Allahü teâlâ, ahirette
görülecektir. Mü’minler Allah’ı Cennet’te, aralarında bir
mesafe olmaksızın, teşbihsiz ve keyfiyetsiz olarak
baş gözleriyle göreceklerdir.
Îman,
dil ile ikrar, kalp ile tasdiktir. Gökte ve yerde bulunanların îmanı,
îman edilmesi gereken şeyler yönünden artmaz ve eksilmez,
fakat yakîn ve tasdîk yönünden artar ve eksilir.
|
واللّه تعالى يرى في الآخرة
ويراه المؤمنين وهم في الجنة بأعين رؤوسهم،
بلا تشبيه
ولا كيفية، ولا يكون بينه وبين خلقه مسافة.
والإيمان
هو الإقرار والتصديق.
وإيمان أهل السماء والأرض لا يزيد ولا ينقص من جهة المؤمن به، ويزيد
وينقص من جهة
اليقين
والتصديق. |
Mü’minler, îman ve tevhid hususunda birbirlerine
eşittirler. Fakat amel itibariyle birbirlerinden
farklıdırlar. |
والمؤمنون مستوون في
الإيمان
والتوحيد،
متفاضلون في الأعمال. |
İslâm,
Allah’ın emirlerine teslim olmak ve itâat etmek
demektir. Lügat itibariyle îman ve islâm
arasında fark vardır. Fakat islâmsız îman, îmansız islâm da olmaz.
Onların ikisi de bir şeyin içi ve dışı
gibidirler. |
والإسلام
هو التسليم والانقياد لأوامر اللّه تعالى،
فمن طريق اللغة فرق بين الإيمان والإسلام، ولكن لا يكون إيمان بلا
إسلام،
ولا يوجد إسلام بلا إيمان،
وهما كالظهر مع البطن. |
Din
ise, îman, islâm ve şeriatların
hepsine birden verilen isimdir. |
والدين
اسم واقع على الإيمان والإسلام والشرائع كلها. |