Ana Sayfa (Kur'an-ı Kerim) Yeni Pencere

Geri

 

SAYFA :

182

 

008 - ENFÂL SÛRESİ

 

CÜZ :

10

 

İleri

Sayfayı Yeni Pencerede Aç

 

 

 

 

 

 

 

 

 

46

Allah’a ve Resulüne itaat edin, Birbirinizle çekişmeyin. Yoksa başarısızlığa düşersiniz ve kuvvetiniz gider. Sabredin. Şüphesiz ki Allah, sabredenlerle beraberdir.

Allahü teâlâ, mü’minlere, savaşırken de Allah’a ve Resulüne itaat etmelerini, emirlerine uyup, yasaklarından kaçınmalarını emretmekte böylece Allah'ın, kendilerine yardım etmesini hak edeceklerini beyan etmektedir. Ayrıca Allahü teâlâ mü’minlere, birbirlerine kenetlenmeleri gereken savaş halinde ihtilafa düşmemelerini, aksi takdirde birlik ve beraberliklerinin zedelenerek güçlerinin gideceğini, dolayısıyle sabretmeleri görektiğini, zira Allah'ın, sabredenlerle beraber olacağını bildirmektedir Sahabe-i Kiram, savaş alanlarında metanet göstermekte, Allah'ın ve Resulünün emrine uymakta örnek olmuşlar, geçmiş ve gelecek ümmetlerde benzerleri görülmeyen mücahitler olmuşlar, sayılarının az oluşuna rağmen kısa bir zamanda doğuyu ve batıyı fethet mislerdir. Onlar, Bizansı, Acemi, Türkü, Berberiyi, Haberliyi ve Kıptileri mağlup edip Islamı onlara ulaştırmışlardır. Böylece Allah'ın dini yücelmiş, İslam topraklan, o gün kü dünyanın çoğunu kaplamıştır. Allah, onlardan razı olsun, bizi de onların izinden gidenlerden eylesin!

47

Sakın, memleketlerinden böbürlenerek, insanlara gösteriş yaparak çıkan ve başkalarını Allah'ın yolundan alıkoyanlar gibi olmayın. Allah, onların yaptıklarını ilmiyle çepeçevre kuşatmıştır.

Ey iman edenler, sizler, evlerinizden, böbürlenerek, insanlara gösteriş yaparak savaşa çıkan ve insanların İslama girmelerine engel olan kâfir Kureyş orduları gibi davranmayın. Allah, onların yaptıkları her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. Ve kendilerini ona göre cezalandıracaktır.

Âyet-i kerime, Bedir savaşında, Resûlüllah ve mü’minlele savaşmak için şımarık bir şekilde yola çıkan Kureyş kafirlerine ve Ebû Cehilin şu sözlerine işaret etmektedir: "Müşriklerden bazıları "Şamdan gelen kervan, müslümanların saldırısına uğramadan sağ selim Mekke'ye ulaştı artık geri dönelim." demişler Ebû Cehil ise bu teklife şöyle karşılık vermiştir. "Vallahi Bedir'e gidip orada içki içip, develeri keserek yemedikçe, cariyeleri oynatıp eğlenmedikçe, Arapların, bizim bu halimizi duyarak bizden çekinmeye devam etmelerini sağlamadıkça geri dönmeyeceğiz."

48

O zaman şeytan, onların yaptıklarım kendilerine güzel göstermiş "Bu gün insanlardan sizi yenecek hiçbir kimse yoktur. Ben de mutlaka sizin yanınızdayım." demişti, İki topluluk birbirine görününce de geri dönüp "Ben, sizden uzağım. Ben, sizin görmediğiniz şeyleri görüyorum. Ben, Allah’tan korkuyorum. Allah'ın cezası pek şiddetlidir." demişti.

Ey mü’minler, o zamanı hatırlayın ki. şeytan, kâfirlere, Allah'ın Resulü ve mü’minlere karşı savaşmalarını süslü göstermiş ve onlara şöyle demişti: "Bu gün, insanlardan kimse size galip gelecek değildir. Müsterih olun, sevinin. Şüphesiz ki ben de sizin yardımcınızım. Onlara engel olurum. Muhammed'den ve arkadaşlarından korkmayın."

Fakat ne zaman ki Allah erleriyle Şeytanın güruhu karşılaştı, birbirlerini gördüler. Şeytan, gerisin geri dönüp kaçıverdi. Bu defa da müşriklere şöyle demeye başladı. "Ben, size yardımcı olabilirim." diye verdiğim sözden caydım. Zira ben, sizin görmediğiniz şeyleri görüyorum. Müslümanlara yardım etmek için gökten Melekler iniyor. Siz, bunu görmüyorsunuz. Ayrıca ben, Allah'ın cezalandırmasından korkuyorum. Zira, Allah'ın, kendisine karşı gelenlere verdiği ceza pek şiddetlidir."

Abdullah b. Abbas diyor ki: "Bedir savaşının yapıldığı gün İblis, şeytanlardan oluşan bir ordunun içinde, elinde sancak bulunduğu halde Müdlic oğullarından şair, Süraka b. Mâlik'in şeklinde çıkıp geldi ve müşriklere dedi ki: "Bugün insanlardan sizi yenecek hiçbir kimse yoktur. Ben de mutlaka sizin yanınızdayım." dedi. İnsanlar, savaş için mevzilenince Resûlüllah, bir avuç toprak alıp onu müşriklerin yüzüne serpti. Onlar da gerisin geri dönüp kaçmaya başladılar. Bu sırada Cebrâil îblis'e geldi. İblis onu görünce elini, müşriklerden birinin eline vermiş durmaktayken elini çekip aldı. Kendisi ve taraftarları gerisin geri kaçmaya başladılar. Elini tutan adam ona: "Ey Süraka, sen bizim yanımızda olacağını söylüyordun" dedi. İblis'te dedi ki: "Ben sizin görmediğiniz şeyleri görüyorum. Ben Allah'tan korkuyorum. Zira Allah, cezalandırması şiddetli olandır."

Bu hususta Talha b. Ubeydullah diyor ki:

"Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Şeytan hiçbir gün Arefe günündekinden dah azelil daha tardedilmiş, daha hakir ve daha öfkeli görülmemiştir. Bu da onun Allah'ın rahmetinin indiğini ve Allah'ın, büyük günahların cezasından vaz geçtiğini görmesindendir. Ancak ona Bedir gününde gösterilen bundan müstesnadır." Denildi ki: "Ey Allah'ın Resulü, o Bedir günü ne gördü? Resûlüllah buyur du ki: "Dikkat edin, o Cebrâilı gördü, Cebrâil, melekleri mevzii end iriyordu. Muvatta, K. el-Hac bab: 81, HN: 245

49

Yine o zaman münafıklar ve kalblerinde hastalık bulunanlar, mü’minler için "Bunları dinleri aldattı." diyorlardı. Kim, Allah'a güvenip tevekkül ederse bilsin ki Allah, her şeye galiptir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Yine o zaman münafıklar ve kalblerinde İslâm dininde şüphe etine hastalığı bulunan kimseler, Müslümanlar aleyhine "Bunları dinleri aldattı da, kendi sayılarının az, düşmanlarının ise çok olmasına rağmen savaşa giriştiler." demişlerdi. Halbuki önemli olan sayı değildir, İman gücüdür. Zira, kim Allah’a tevekkül eder ve ona güvenirse şüphesiz ki Allah, onu muhafaza eder ve ona yardım eder. Allah, he şeye galiptir ve hüküm ve hikmet sahibidir.

Mü’minlere "Bunları dinleri aldattı" diyen insanlar, münafıklar, bir de Mekkeli müşriklerden, müslüman olup ta henüz İslam, kalblerinde karar kılmamış olan kimselerdir. Bunlar, müşriklerle birlikte Bedir savaşına katılmışlar, müslümanların sayılarının az olduğunu görünce de "Bunları dinleri aldattı." demişlerdir. Bu hususta Mücahid diyor ki: "Bu sözü söyleyen, Kureyş'ten bir topluluktur. Bunlar da Kays b. Velid b. Muğire, Ebû Kays b. Fâkih b. Muğire, Haris b. Zem'a, Ali b. Ümeyye b. Halef,"Âsi b. Münebbih b. Haccac'dır. Bunlar, Mekke'den Kureyş'lilerle birlikte tereddüt halinde çıkıp geldiler. O tereddütlü halleri, bunları yavaşlatıyordu. Fakat bunlar, Resûlüllah'ın sahabilerinin sayılarının azlığına ve düşmanlarının sayılarının da çokluğuna rağmen bunu yapmaya gelmişler" dediler.

50

Melekler: "Tadın azabı" diyerek kâfirlerin yüzlerine ve arkalarına vurarak canlarını alırken bir gorseydin.

Abdullah b. Abbas diyor ki: "Bedir savaşında müşrikler Müslümanlara hücum ettiklerinde, Melekler onların yüzlerine, geri döndüklerinde kıçlarına kılıçlarla vuruyorlardı."

51

İşte bu, kendi ellerinizle yaptıklarınızın cezasıdır. Yoksa Allah, kullarına asla zulmetmez.

Ey kâfirler, Bedir savaşında size verilen bu ceza, kendi ellerinizle yaptıklarınızın cezasıdır. Yoksa Allah, sebepsiz yere hiçbir kuluna ceza vermez.

Diğer bir âyet-i kerime'de de şöyle buyurulmaktadır: "Başınıza gelen bir rmusibet, kendi ellerinizle kazandığınız günahlar yüzyündendir. Allah, işlediklerinizin bir çoğunun da affeder. Şûra sûresi Âyet; 30

52

Bunların davranışı da tıpkı Firavun ailesi ve ondan önce geçmiş olanların davranışı gibidir. Onlar, Allah'ın âyetlerini inkâr ettiler de Allah da onları, günahlarından dolayı yakaladı. Şüphesiz ki Allah, çok güçlü ve cezası çok şiddetli olandır.

Ey Muhmmad, seni ve sana gönderilenleri inkâr eden bu müşriklerin hali, Firavun ailesi ve onlardan önce geçen İnkârcıların hali gibidir. Onlar, Allah'ın âyetlerini, mucizelerini ve Peygamberini inkâr etmişlerdi. Allah da işledikleri günahlar sabebiyle onları cezalandırmıştı. Şüphesiz ki Allah, çok güçlüdür. Kimse onun cezasından kurtulamaz. Cezası pek çetindir, başkasının cezasına benzemez.

 

 

 

 

Ana Sayfa (Kur'an-ı Kerim) Aynı Pencere

Geri

 

(T :  M : 922  H : 310)

 

TABERİ TEFSÎR-İ - (TÜRKÇE)

 

-

 

İleri

Sayfayı Büyüterek Aynı Pencerede Aç