Soru:
İbadetleri dünyevi faydası olduğu için yapmak, mesela vücudun sıhhati için oruç
tutmak caiz mi?
CEVAP
İslamiyet’in
emirlerinde ve yasaklarında, kulların dünyaları ve ahiretleri için nice
faydalar bulunmakla beraber, ibadet ederken, Allahü teâlânın emri ve kulluk
vazifesi olduğunu niyet etmek, düşünmek gerekir. Böyle düşünmeden yapılan iş,
ibadet olmaz. Din ile ilişiği olmayan bayağı bir iş olur. Mesela, namaz kılan
adam, Allahü teâlânın emrini yerine getirmeyi ve kulluk vazifesini yapmayı
niyet etmeyip, namazın bir jimnastik, beden terbiyesi olduğunu düşünerek
kılarsa, namazı sahih olmaz. İbadet etmiş olmaz, spor yapmış olur.
Niyet
o kadar mühimdir ki, dinimizin emrettiği bir şey, dünya menfaati için yapılınca
sahih ve makbul olmuyor. Dünya işi sayılıyor. Herhangi bir dünya işi de, ahiret
menfaati için yapılınca, ibadet halini alıyor. Mümin, hanımına verdiği bir
lokmayla bile sevap kazanıyor. Bu durumu göz önüne alarak, düşüncesini
temizleyen ve niyetini düzelten bir kimse, yiyip içmekte ve her türlü dünya
işlerinde, ahiret faydasını gözeterek, sevap kazanmak fırsatını elden kaçırmaz.
İnsanlar bütün işlerinde, hatta ibadetlerinde, dünya menfaati, maddi kazanç
aramaya alıştırılırsa, menfaatperestlik, egoistlik hasıl olur. Halbuki İslamiyet,
nefslerin böyle kötü isteklerini yatıştırmayı, menfaatlerimizden fedakârlık
etmeyi, ahlakın ve ruhun temizlenmesini, yükselmesini istemektedir.
İslamiyet’e
uymanın, ibadet etmenin, dünya menfaatleri üzerine kurulmayacağı, akıl
sahipleri için pek meydanda olan bir gerçektir. Böyle olduğunu şu âyet-i kerime
mealleri de göstermektedir:
(Ahireti kazanmak için çalışanların kazançlarını arttırırız. Dünya
menfaati için çalışanlara da, ondan veririz. Fakat, ahirette bunların eline bir
şey geçmeyecektir.)
[Şura 20]
(Menfaatleri ve lezzetleri çabuk geçen, tükenen dünyayı
isteyenlerden, dilediğimize, istediğimize veririz. Ahiret menfaatleri için
çalışan müminlerin mükafatları boldur.) [İsra 18,19]
(Dünyada yaşamayı ve eğlenmeyi isteyenlerin çalışmalarının karşılığını
bol bol veririz. Bunlara ahirette yalnız Cehennem ateşi verilecektir. Emekleri
ahirette boşa gider. Yalnızca dünya için yaptıkları işlerine, ahirette bir
karşılık hasıl olmaz.)
[Hud 15,16]
Sevap
kazanmak için niyetin halis olması gerekir. Amel mümkün olmasa da halis niyet,
yalnız başına hayırdır. Hatta bir hadis-i şerifte
de (Müminin niyeti amelinden hayırlıdır)
buyuruluyor. (Taberani, Hatib-i Bağdadi, Ziya el-Makdisi)