Meşhur
dört büyük ilâhî kitaptan biridir. Allahü teâlâ tarafından Dâvûd
aleyhisselâma indirilmiştir. Benî İsrâil’in peygamberlerinden olan Dâvûd
aleyhisselâm, peygamberlikle sultanlığı kendinde toplamış bir peygamberdir.
Dâvûd aleyhisselâmın çok güzel ve tesirli sesi olup, kendisine İbrânî dilinde Zebûr
kitabı geldi. Kur’ân-ı Kerîmde meâlen; “Biz Dâvûd’a
(aleyhisselâm) Zebûr’u verdik.” (İsrâ
sûresi: 55) buyrulmuştur.
Bu kitap
manzum şekilde olup, Tevrât’tan sonra indirilmiştir.
Vâz ve nasîhat şeklindedir.
Tevrât’ı açıklamış, onun hükümleriyle amel etmeye çağırmıştır. İçinde, helâl ve
harama dâir hükümler yoktur. Zebûr, Tevrât’ı neshetmemiş, onun
hükümlerini yürürlükten kaldırmamıştır. Ayrı bir şerîat kitâbı değildir. Dâvûd
aleyhisselâm da Hazret-i Mûsâ’nın getirdiği dîni kuvvetlendirdiğinden, resûl
olmayıp, İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerden biridir.
Dâvûd aleyhisselâmın çok güzel,
pek yanık ve tatlı sesle okuduğu Zebûr’u, dinleyenler hayran kalıp, kendinden
geçerdi. Zebûr okunacağı zaman, insanlar, cinler, ehil ve yırtıcı
hayvanlar durur, kuşlar üzerlerine kanat gerer, rüzgâr dinerdi.
Hadîs-i
Şerîfte bildirildiği üzere Peygamber efendimiz bir gün Ebû Mûsel Eş’arî’yi
(radıyallahü anh) Kur’ân-ı kerîm okurken dinledi ve; “Gerçekten sana Dâvûd’un
(aleyhisselâm) mizmarlarından (güzel ses ve âhenginden) biri verilmiştir.”
buyurdu. Resûlullah efendimiz onun sesini Dâvûd aleyhisselâmın sesine
benzetmiştir.
Kur’ân-ı
Kerîmden önce indirilenbu Zebûr ve diğer ilâhî kitapların elde asılları
olmayıp, hepsi zamanla tahrif veya yok edilmişlerdir.