CELÂLEYN TEFSİRİ
Celâlü’d-dîn
Muhammed b. Ahmed
El-Mahallî eş-Şâfiî
(ö.864/1460)
(Bakara Sûresinin başından İsrâ Sûresinin sonuna kadar)
ve
Celâlü’d-dîn
Abdurrahmân b. Ebî Bekr
es-Suyûtî eş-Şâfiî
(ö.911/1505)
(Kehf Sûresinin başından Nâs Sûresinin sonuna kadar ve
Fâtiha Sûresi ile birlikte)
1 - FÂTİHA SÛRESİ
Mekke'de nâzil
olup 7 Âyet-i kerîmedir.
1
Rahmân
ve Rahîm olan Allah'ın
ismiyle.
2
Hamd,
yüce
Allah'a mahsustur. Bütün yaratıklarca yapılan hamdlerin tamamının sâhibi
veya mahlûkatın hamdlerine müstahak O’dur. “ Allah” lâfzı, hak ile ibâdet olunan
zata bir alemdir. O, âlemlerin Rabbidir.
Mahlûkatın tamamının; insanların, cinlerin, meleklerin, hayvanların ve diğer
yaratıkların sâhibidir. Bu yaratıkların her birine “âlem” lâfzı kullanılır.
(Meselâ) insanlar âlemi, cinler âlemi ve diğer âlemler.....diye söylenir.
Hamd,
yüce Allah'a mahsustur. Bu bir haber cümlesidir. Yüce Allah'ı sena
etmek kastedilmiştir.
“Âlem”
lâfzının ya ve nûn ile cemilenmesinde “ ilim sahipleri “ diğer âlemler üzerine
tağlib edilmiştir. Kip olarak ” alâmet” kökünden gelir. Çünkü her âlem,
yaratanına alâmettir.
3
(O,)
Rahmândır, Rahîmdir. Merhamet sâhibidir.
Merhamet, ehil olana hayır murad etmek demektir.
4
Din
Kıyâmet, ceza
gününün Melikidir. Özellikle Kıyâmet günü
zikredilmiştir, çünkü o günde, Allahü teâlâ'dan
başka hiç bir kimsenin (irâde ve) saltanatı yoktur. Buna delil ise ”
Bu gün, mülk kimin? (diye yüce Allah soracak ve
yine yüce zâtı) bir ve kahhâr olan Allah'ın
(diye cevap verecek) tir. “ âyetidir
(Mü'min: 16).
Âyet-i
kerîme’de geçen “ melik” lâfzıni ” mâlik “okuyanlara göre mânâsı şöyledir:
“kıyâmet gününde her şeyin sâhibidir. O, daima bu sıfatla mevsûftur. Aynı ”
gâfiri'z-zenbi “ gibi. Şu hâlde ma'rifeye sıfat vâki olması da caizdir.
5
Ancak sana
ibâdet eder ve yalnız senden yardım dileriz.
Hem ibâdeti, tevhidi ve
diğer ibâdetleri; hem de ibâdete ve başka işlere karşı yardım talebini sana
mahsus kılarız.
6
Bizi doğru yola
hidâyet et. Bizi ona
eriştir.
7
Hidâyete
erdirerek kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yoluna
ilet!
Gazâba uğrayanların Yahûdilerin
ve sapıtanların Hıristiyanların
yoluna değil!
Âyet-i
kerîme’de geçen “sırâtallezîne ” lâfzı, “ es-Sırâta “ dan bedeldir. “
gayril-magdûbi aleyhim” lâfzı da, sılasıyla birlikte ” ellezîne “ den bedeldir.
Bedelin nüktesi, hak yola erdirilenlerin, Yahûdi ve hıristiyan olmadıklarını
ifade etmektedir.
En doğrusunu
Allah bilir. Dönüş ve varış ancak O'nadır.
Allah (celle celâlühü),
efendimiz Hazret-i Muhammed'e, onun
âl ve ashâbına bol bol, sürekli ve ebedî olarak salât ve selâm eylesin. Allahü
teâlâ bize kâfidir. O, ne güzel vekildir! Güç ve kuvvet, ancak yüce ve
azamet sâhibi olan Allah'a âittir.
|