Soru: (Farzlar, bir binanın
duvarlarına benzer. Sünnetler duvara yapılan sıva gibi, nâfileler ise, duvara
yapılan süsler gibidir. Duvar olmadan sıva ve süs olmaz. Bin tane süsten bir duvar
meydana gelmez) deniyor. Böyle bir benzetme uygun mudur?
CEVAP
Evet, uygundur.
Çünkü İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
Nâfilenin kıymeti,
farzın kıymeti yanında hiç gibidir. Okyanus yanında, bir damla kadar bile
değildir. Nâfilenin kıymeti, sünnetin yanında bile böyledir. Sünnet de, farzın
yanında, okyanus yanındaki bir damla su gibidir. (1/260)
Farzlar,
sünnetleriyle birlikte yapılmalıdır. Farzların yardımcısı ve tamamlayıcısı,
sünnetlerdir. Farzlar yapılmadıkça, [kaza edilmedikçe] sünnetler ve nâfileler
faydasızdır. (1/157)
Farzın kıymeti
yanında nâfilenin hiç kıymeti olmadığı bildiriliyor. Bu bakımdan nâfile ve
sünneti, duvara yapılan süse benzetmek bile yeterli değildir, eksiktir. Ancak
örnek verme, benzetme bakımından mahzuru olmaz. Duvar olmadan süs yapılamadığı
gibi, farz borcu varken sünnet ve nâfile kabul olmaz. Çünkü Hazret-i Ali’nin
naklettiği bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Farz
namaz borcu olanın nâfile kılması, doğumu yaklaşmışken, çocuğunu düşüren
hâmileye benzer. Artık bu kadına, hâmile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle
olup, farz namazlarını ödemedikçe, Allahü teâlâ, onun nâfile namazlarını kabul
etmez.) [Zahire-i Fıkh, Fütuh-ul-gayb m. 48]