Soru: Bir koltuğa iki karpuz sığmaz dendiği gibi, bir iş
için iki niyet etmek de böyle midir?
CEVAP
Niyet karpuz gibi
değildir, iyi niyet ne kadar çoksa sevabı da o kadar çok olur. Mesela camiye
giden kimse, aşağıdaki hususlara niyet ederse hepsi için ayrı sevab alır:
1- Caminin Allahü
teâlânın sevdiği yer olduğunu düşünerek ziyaret maksadıyla gitmek,
2- Soğan sarımsak
gibi pis kokuları giderip, sünnet olduğu için güzel koku sürünmek,
3- Camiye saygı
için, temiz ve yeni elbiseyle gitmek,
4- Camide yanına
oturan müslümanları incitmemek için, temiz giyinmek,
5- Müslüman
pejmürde giyinmez diyerek, temiz ve düzgün giyinip İslam’ın vakarını, şerefini
korumak,
6- Camiye gidince
vaaz dinlerim diye niyet etmek,
7- Kur’an-ı kerim okunuyorsa
dinleyip farz sevabı alırım diye niyet etmek,
8- Sağlıklı olmak
için temiz giyinerek gitmek,
9- Camide cemaatle
namaz kılıp daha çok sevab almak niyetiyle gitmek,
10- Namaza
kalkıncaya kadar Allah’ın evi olan camide oturma sevabına kavuşmak niyetiyle
gitmek,
11- Mümin
kardeşlerimden bir şey öğrenirim diye gitmek,
12- İnsanlara emr-i
maruf yapabilirim, bildiklerimi söylerim diye gitmek,
13- Camide ahireti
düşünmek için, tefekkür için gitmek,
14- Caminin
ihtiyaçları için sadaka toplanıyorsa, sadaka verebilirim diye niyet etmek,
15- Cenaze varsa
namazını kılar, farz sevaba kavuşurum diye niyet etmek,
16- Hasta olan
varsa öğrenip, hasta ziyaretine giderim diye niyet etmek,
17- Müslümanları
görür, selam verip selam alarak, farz sevabı işlemek niyetiyle gitmek.
Daha bunlar gibi
başka iyi niyet eden kimse, her niyeti için ayrı sevab alır.
Bir kimse, uzaktaki
arkadaşını ziyaret etmek için giderken, şu malları orada ucuza alıp kendi
şehrimde satarak kâr ederim diye düşünebilir. Yani hem ziyaret, hem ticaret
yapmış olur, bir taşla iki kuş vurmuş olur. Bunun gibi mübarek günlerde oruç
tutmak isteyenin, kaza orucu borcu da varsa, kazaya niyet ederek tutarsa, hem
kazasını ödemiş, hem de o mübarek günlerde oruç tutmuş olur.
Yine bunun gibi,
gece teheccüt namazına kalkan kimse, eğer kaza namazı borcu varsa kaza namazı
kılarsa, hem teheccüte kalkmış sevabı alır, hem de bir kaza namazı borcu
ödenmiş olur. Kuşluk namazı, sübha namazı, tehıyyet-ül menzil ve tehıyyet-ül
mescid namazı da böyledir.
Bunların tek
istisnası vardır. O günkü farz namazla o günkü sünnet namaza birlikte niyet
edilmez. Yani öğlenin sünneti kılınırken o günkü öğlenin farzına da niyet
edilmez; ama sünneti kılarken ilk kazaya kalmış bir namaza niyet edilir. Peygamber efendimiz de, (Farz namaz borcu olanın nafileleri kabul olmaz)
buyuruyor. Sünnetlerin de, farzlara bağlı nafile namaz olduğu fıkıh
kitaplarında yazılıdır. (Gunye)