Namazı vazife
tanımamak, önem vermemek ise küfürdür. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Namazı
kasten terk eden kimse kâfir olur.) [Taberani]
(Küfrü
imandan ayıran şey, namazı terk etmektir.) [Tirmizi]
(Namaz
iman demektir. Namazı, vaktine ve diğer şartlarına riayet ederek kılan,
mümindir.) [İbni Neccar]
En kıymetli amel,
vaktinde kılınan farz namazlardır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namazını,
vakti girince hemen kılandan, Allahü teâlâ razı olur. Vaktinin sonunda kılanı
da affeder.) [Tirmizi]
(Rabbim
söz verdi, namazı vaktinde, eksiksiz kılana azap etmeyecek.) [Hakim]
(Kıyamette
önce namazdan sorulur. Namazı düzgün olanın, diğer amelleri kabul edilir.
Namazı düzgün olmayanın, hiçbir ameli kabul edilmez.) [Taberani]
Cennete götürücü
ameli soran sahabiden bir zata, Peygamber
efendimiz, (Allah’a ortak koşmayıp, farz
olan namazı, zekâtı ve Ramazan orucunu eda eden Cennete gider) buyurdu. O
zat, (Allah’a yemin ederim ki bundan fazlasını yapmam)
dedi. (Cennetlik görmek isteyen buna baksın)
buyurdu. (Buhari) Sahabi, nafile ibadet
yapmayacağına yemin ettiği halde, Resulullah
efendimiz, (Bu Cennetliktir) buyuruyor. Demek
ki, nafile ibadet yapmak şart değildir. Âlimlerimiz, nafile ibadetin
farzlardaki noksanlıkları tamamlayacağını bildirmektedir.
Sabah namazının
sünneti, diğer sünnetlere göre çok faziletlidir. Fakat, sabah sünnetini bile
kılmayan için, hiç ceza bildirilmedi. (Tahtavi)
İmama, sabah
namazının 2. rekatında yetişen, sünneti kılmaz, imama uyar. Çünkü sünnet,
cemaatten hasıl olan 27 farz sevabından birine bile yetişemez. (Redd-ül Muhtar)
Müslim’deki bir hadis-i şerifte, (Farzlardan
sonra en faziletli namaz, gece [teheccüd] namazıdır) buyuruldu. Bir
kimse, ömründe hiç teheccüd kılmasa, ahirette hiçbir ceza verilmez. Çünkü
nafile namazdır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Farzın
yanında nafilenin hiç kıymeti yoktur. Deniz yanında, damla bile değildir.
Şeytan, müminleri aldatarak, farzları küçük gösteriyor. Nafilelere yol açıyor.
Zekât yerine, nafile sadakaları güzel gösteriyor. Halbuki, zekât niyeti ile
fakire bir altın vermek, yüzbin altın sadaka vermekten daha sevaptır.) [m.29]
Fütuh-ul-gayb kitabını şerh eden hanefi
âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevi hazretleri buyuruyor ki:
(Farz
namaz borcu olanın nâfile kılması, doğumu yaklaşmışken, çocuğunu düşüren
hâmileye benzer. Artık bu kadına, hâmile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle
olup, farz namazlarını ödemedikçe, Allahü teâlâ, onun nâfile namazlarını kabul
etmez.) hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu olanın,
sünnetleri de kabul olmaz. Çünkü sünnetler de nafiledir. Bu hadis-i şerif,
Zahire-i Fıkh kitabında da vardır.
Soru: Her vakit namazın arkasından, sonra kaza kılmak uygun
mudur?
CEVAP
Namazları özürsüz,
kazaya bırakmak çok büyük günah olduğu gibi, kazalarını özürsüz geciktirmek de
büyük günahtır. Bu çok büyük günah, her namaz kılacak kadar boş zaman geçince,
bir misli artmaktadır. Çünkü namazı boş zamanlarında hemen kaza etmek de
farzdır. Hesaba, sayıya sığmayan bu müthiş günahtan ve azabından kurtulmak için
kazaları bir an önce bitirmeye çalışmalıdır. Ancak kendinin ve bakması vacip
olanların nafakasını kazanacak kadar zamanı ayırıp, başka lüzumsuz hiç bir
sebeple kazayı geciktirmek caiz değildir.
Soru: Okuduğum kitaplarda, (Farz
borcu olanın, Şafii, Maliki ve Hanbeli’de sünnet ve nafile
kılması haram) diyor. Sünnet ve nafile kılmak niye haram olsun ki? Namaz
kılmak hiç haram olur mu? Bir de, (Bir namazı, vakti
çıktıktan sonra kılan, 80 hukbe Cehennemde kalacaktır) ve (İki farz namazı bir araya getirmek, büyük günahtır)
mealindeki bu iki hadis, kaza namazı kılmayı haram etmiyor mu?
CEVAP
Farz borcu olanın,
sünnet veya nafile kılması haram değildir.
Haram olan, farz borcunu özürsüz geciktirmektir. Sünnet ve nafile kılarken,
farz geciktirilmiş oluyor. Bunun için sünnet ve nafile kılmak haramdır deniyor.
Namaz kılmak haram değil, farzın tehiri haram oluyor.
Bir namazı kaza
ettiği için değil, özürsüz namazı kazaya bıraktığı için günah işlemiş oluyor.
Kaza kıldığı için günah işlemiş olmuyor. Sebepsiz geciktirdiği için günah
oluyor. İki farzı bir araya getirmek de böyledir. Yani özürsüz farzı kazaya
bırakıp onu bir vakit içinde kaza etmektir. Günah olan kaza etmek değil, kazaya
bırakmaktır. Kazasını yapmak farzdır.
İkindi namazını da
akşama çok az kala bir zamanda kılmak, tahrimen mekruh, hatta haramdır. Burada
da namaz kılmak haram değil, o vakte geciktirmek haramdır. Yoksa akşama bir
dakika kalsa da, ikindiyi kılmak farzdır. Ama zaruretsiz bu vakte bırakmışsa
günah işlemiş olur.