|
kümâhe |
: | كماهه |
(f. i.) : nazarlık. |
|
kümât |
: | كمات |
(a. s. kemî'nin c.) : yiğitler, kahramanlar; savaşçılar. |
|
kümbed |
: | كمبد |
(f. i.) : (bkz. : günbed). |
|
kiimdet |
: | كمدت |
(a. i.) : renk değiştirme. |
|
kümeyt |
: | كميت |
(a. i.) : 1) doru at. kümeyt-i hâme (söz meydanının atına benzetilerek) : kalem. 2) kırmızı şarap. |
|
kümm |
: | كم |
(a. i. c. : kimâm) : bot. çiçek kâsesi, çiçek kapçığı, tomurcuk. (bkz. : kimm). |
|
kümmel |
: | كمل |
(a. s. kâmil'in c.) : kâmiller, olgunlar. |
|
kümmelîn |
: | كملين |
(a. s. kâmil'in c. olan kümmel'in c.) : kâmiller. |
|
küm mî |
: | كمی |
(a. s.) : mahrut, koni biçiminde olan. |
|
kümün |
: | كمون |
(a. i.) : gizlenme, (bkz. : ihtifâ). |