Kuyruktan veya yeleden yolunan kıl.Dikişte kullanılan domuz kılı.Ayın sonu.Mevsimin ortası.

الهُلْبَة (ج) هُلَب

Verem. Zayıflık.Keder veya hastalıktan dolayı sayıklama, hezeyan.

الهَلْس

Sızlanmak.Sabırsızlık göstermek.Âh vâh etmek.Cimri olmak.Acıkmak.

هَلِعَ ـــَــ هَلَعًا

S.müş.

فهو هَلِعٌ و هى هَلِعَة و هو وهى هالع و هَلُوع و هِلْوَاع

Mahvolmak, ölmek.

هَلَكَ فلان ـــَــ هَلاكاً و هُلوكًا ومَهْلِكً و تَهْلُكةً

Fa.

فهو هالك (ج) هَلْكى و هُلَك وهَوالِكُ

Öldürüldü, mahvetti.Sattı.

أهْلَكه

(-alâ):ihtirasla bir şeye yöneldi,arzuladı.Salınarak yürüdü.(-fi):Gayret gösterdi,acele etti.

تَهَالَكَ

Zorlandı,candan gayret etti.Harcadı,tüketti.

اسْتَهْلَكَ فى كذَا

Çöl.Tehlikeli yer.

المَهْلَكة (ج) مَهَالِك

Kıtlık yılı.

الهَلَكَة (ج) هَلَكٌ

Hilâl çıkmak.Sevinmek.Şiddetli yağmur yağmak.

هَلَّ الهِلالُ ـــُــ هَلاًّ

Aya baktı.Ay göründü.Sesini yükseltip bağırdı.(-bi):Kesti.Kurbanı kesen yüksek sesle kurban kestiği ma’bûdun adını andı.(-o):Ayın hilâli göründü.

أهَلَّ

«lâ ilâhe illâllah» dedi.Korkup kaçtı.(-an):Geri kaldı.

هَلَّل

Parladı.Yağmur yağdı.Dişlerini gösterdi.(hiddetle)

اهتَلّ

Yağmur yağdı.

انهلّ

Çocuk doğunca bağırdı.Ay hilal şeklinde göründü.Yağmur yağdı.Gözden yaş aktı. Yüz parlak oldu.(-o):Kılıç çekti.

اسْتَهَلَّ

Şiir veya nesrin başlangıcında ince ve güzel bir şekilde konuya işaret etmek.

براعة الا ستهلال

Hilâl gibi kavisli.

المُهَلَّل

Yağmurun başlangıcı.Başlangıçtan yedinci gününe,yirmi altıncı gününden sonuna kadar ayın görünüşü.Kuyunun dibindeki az su.Toz.Zayıf deve.Yılan.Hilal gibi güzel ve parlak olan.

الهِلال (ج) أهِلَّة

Hilâl.Bir kat elbise ile duran kadın.

الهِلُّ

Teşvik edatı.

هَلاَّ

«Gel».

هَلُمَّ