Kesmek.acemi hayvana binmek.Dal ve çubukla vurmak.

قَضَبَهُ ـــِــ قَضْبًا

Güneş parladı.(-o):Kesti.Budadı.

قَضَّبَتِ الشَّمسُ

Kesti . Hazırlıksız olarak konuştu.Doğrudan doğruya mevzua girdi.Acemi kimseye iş verdi.

اقْتَضَبَ الشىءَ

Dal budak salmış. Uzun ağaç. Kayın ağacı. Yonca

(القَضْبُ)

Dal budanmış dal.Demir yolu.Keskin kılıç.

القضيبُ (ج) قُضْبَانٌ

Yıkmak.Kırıp parçalamak.sökmek.Salmak.

قَضَّ الجدارَ ـــُــ قَضًّا

Parçalandı.Düştü,Yıkıldı.Kuş süratle indi,süzüldü.Atıldı.

انْقَضَّ الشىءُ

Kuş süratle indi,süzüldü.

تَقَضَّضَ و تقضَّى

Hepsi.

قضُّهم و قَضيضُهم

Toz.İnce çakıl

القَضَضُ

Dişleriyle kırmak,kıtır kıtır yemek.

قَضَمَ الشىءَ ـــِــ قَضْمًا

Dişin ucu kırılmak.Kılıç körelmek.

قَضِمت السِّنُّ ـــَــ قَضَمًا

S.Müş.

فهو أقْضَمُ و هى قَضْمَاءُ (ج) قُضْمٌ و هو قضِمٌ و هى قَضِمَةٌ

Az yiyecek.Deri sergi.Üzerine yazı yazılan beyaz deri.Körelmiş eski kılıç.Beyaz sayfa.

القَضِيمُ (ج) قُضُمٌ و أقْضِمَة

Hükmetmek, hükme bağlamak(-alâ): Aleyhinde hükmetmek.(-li): Lehinde hükmetmek Emretmek.(-o): Yerine getirmek, ifa etmek Ödemek Kaza etmek Göz yaşını dökmek Ölçüp biçip yapmak İhtiyacını gidermek

قَضَى ـــِــ قَضْيًا و قَضَاءُ و قَضيَّةً

Öldü

وـ نَحْبَهُ قُضِى فلانٌ

Mahkemeye verdi, muhakeme etti.(-alâ): Sulh oldu, anlaştı.

قاضَاهُ

Alacağını istedi.Gerekli kıldı.(-min,alâ):Hakkını aldı.

اقْتَضَى الدَّيْنَ

Bitti. Sona erdi

انْقَضَى

Alacağını istedi Alacağını aldı

تَقَاضَاهُ الدَّيْنَ

Bitti, tükendi.

تَقَضَّى

Kadı, hakim

القَاضِى (ج) قُضَاةٌ

Ölüm

القَاضِيَةُ

Hüküm Yerine getirme,eda Muhakeme etme işi

القَضَاء

Hüküm Dava Doğru ve yanlış olması muhtemel olan söz

القَضِيَّةُ (ج) قضَايا