Toplayıp demet yapmak. Birbirine katmak. Eliyle yoklamak. |
ضَغَثَ الحشيشَ و غيرَه ـ ضَغْثًا |
Demet. Karışık şey. |
الضِّغْثُ (ج) أضْغاث |
Çakmak, kakmak. Çok kısa söylemek. Zorlamak. (--alâ) : Sıkıştırmak. |
ضَغَطَهُ ـ ضَغْطًا |
Sıkıştırma, zorlama. |
الضَّغْطَةُ |
Bükülmek, kıvrılmak. Serkeş olmak. (--ilâ) : Meyl eylemek, gönül vermek. (--alâ) : Kin beslemek, kızmak. |
ضَغِنَ العُودُ و نحوه ـــَــ ضَعْنًا |
Amansız kin. Meyil. |
الضِّغْنُ (ج) أضغانٌ |
(=) |
الضَّغِنَةُ (ج) ضغائنُ |
Acıdan bağıran, feryat eden. |
الضَّاغِيَةُ (ج) ضَوَاغٍ |