Başlangıç, istek ve teşvik edatı.

ألآ

İsmin “e” halini gösteren cer harfi.

إلَى

Çekil!

إليك عنى

Şunu alır mısın?

واليك هذا

“Bunlar, şunlar”. “Onlar ki”.

أولَى ، أولاءِ ، أُولئِكَ ، الأ لَى

ın cem’i. “sahipleri”. m.

أولات ( ذات )

nun cem’i. “sahipleri”.

أولُو ( ذو )

Toplanmak. Her taraftan gelmek. Devamlı yağmak. Filiz vermek. Yaranın dışı iyi olmak.

ألَبَ القومُ ـــُــ ألُبًا

Eksiltmek. Değerini düşürmek. Vazgeçirmek.

ألَتَ الشىءَ ـــِــ ألتًأ

Alışmak, sevmek, ısınmak.

ألِفَهُ ـــَــ إلْفاً و أَلْفًا و إلافاً

Arabuldu. Bitiştirdi. Kitap yazdı. Bine tamamladı.

ألَّـفَه

Ant. Teminat. Teminat ücreti, vergisi. Ruhsat.

الإلا َف

Bin.

الألْفُ ، (ج) آ لاف و أُلُوفٌ

Dost. Metres.

الإ لْفُ ، (ج) آ لا ف

Dostluk, arkadaşlık. Anlaşma, alışma.

الألْفة

Elçilik. Elçi. Çiğnenen ve yenen.

الألُو ك

Ahit, ant. Yakınlık. Kin. İyi kök.

الإلُّ

Teşvik edatı.

أَلأّ

İstisna edatı. “Ancak, başka”.

إِلأّ

Acımak, ağrımak.

ألِمَ ـ َ ألَما

Kulluk etmek. Emin kılmak. Hayret etmek. (-ilâ) : Sığınmak. (-alâ) : Çok şikâyet etmek. (-bi) : kalmak.

ألَهَ فلا نٌ ـــَــ إ لاَ هة و ألُو هة و ألُو هِيَة

Kulluk etti. Tanrılık iddia etti.

تَألهّ َ

Tapınılan her şey.

الإله : (ج) آ لِهَة

“Yâ Allah!” gibi nida yerinde kullanılır.

اللَّهُمَ

Kendisinden sonra gelen kısmın nadir olarak vuku bulduğunu ifade eder : “bazen, bindebir...”

اللهم إ لأ أن يكو ن كذا

Çabalamak. Aciz kalmak, kesilmek. Elinden geleni yapmak. (-o) : Terketmek. Vermek.

ألاَ ـــُــ الْوًا و أُلُوًّا و ألياًّ

Yemin etmek.

آلَى إيلاءً

Nimet.

الإ لىَ ـ الأ لىَ ، (ج) آلآءٌ

Sağrı, but. Koyun kuyruğu. Lop et.

الأ لْية ، (ج) أ لاَيا َ