Osmanlılar
zamanında yetişen meşhur âlimlerden. Dedesi Abdülkâdir Hâmidî, sakalına kına
kullanmakla meşhur olduğu için Kınalızâde diye şöhret bulmuştur. Abdülkâdir
Hâmidî, Fâtih Sultan Mehmed Han’ın hocalarındandır. Ali bin Emrullah, 1516
senesinde Isparta’da doğdu. İlk tahsiline akrabası olan Kadri Efendi’den ders
alarak başladı. Daha sonra tahsiline devam etmek için İstanbul’a giderek Mahmûd
Paşa Medresesi’nde müderris Sinân’dan, Atik Ali Paşa Medresesi’nde Merhaba
Efendi’den, bir de Sahn-ı semân Medresesi’nde Kul Salih Efendi’den ders aldı.
Kur’ân-ı kerîmi ve pek çok hadîs-i şerifi ezberledi. Yazı (hat) san’atında usta
olup, hitabeti te’sirli ve kuvvetli bir hafızası vardı.
Tahsilini
mükemmel bir şekilde tamamlayan Kınalızâde Ali Efendi, tefsir, hadîs ve fıkıh
ilimlerinde söz sahibi oldu. Şeyhülislâm Ebüssü’ûd Efendi tarafından
Edirne’deki Hüsâmiye Medresesi’ne tâyin edildi. Daha sonra Hamza Bey
Medresesi’nde, Kütahya Rüstem Paşa Medresesi’nde, İstanbul’un çeşitli
medreselerinde ve Süleymâniye Medresesi’nde müderrislik yaptı. Bu
vazifelerinden sonra da; Şam, Kahire, Bursa, İstanbul kâdılığı (1570) ve
Anadolu kazaskerliği (1571) yaptı.
Arabça
ve Farsça’da; edebiyat, tefsir ve hadîs ilminde emsalsiz olan Kınalızâde Ali
Efendi, tefsir metinlerini anlamakta güçlük çekenlerin müracaat kaynağı idi.
Şam ve Mısır’daki vazifesi sırasında görüştüğü Arab âlimleri, kendisinin
Arabça’da derin bilgi sahibi olduğunu ve ilminin yüksekliğini gördüklerinden,
istifâde etmek için müracaat etmişlerdir. Arabça ve Farsça’ya vâkıf olan Ali
bin Emrullah, Türkçe’den başka bu dillerde de şiirler yazmış, Ali mahlasını
kullanmış ve şiirleri bir dîvânda toplanmıştır.
Kınalızâde
Ali Efendi, fen ve hikmet ilminde de iyi yetişmişti. Ayrıca felsefeyi de
incelemiş, fakat felsefecilerin bozuk fikirlerine kapılmamıştır. Ahlâk ilmi
üzerine çalışmış, bu hususta yazılan eserleri inceleyip, İslâm ahlâkını esaslı
bir şekilde yazmıştır.
Kıymetli
eserler yazan ve ilmî çalışmalar yapan Ali bin Emrullah Efendi, 1571 senesinde,
Ramazan ayının altıncı günü Edirne’de vefât etti. Cenaze namazında başta
âlimler olmak üzere, büyük bir cemâat hazır bulundu. Cenaze namazı Câmi-i
Atik’de kılındıktan sonra Edirne-İstanbul yolu üzerindeki Vaki Nâzır adı ile
meşhur kabristanda defnedildi.
Eserleri:
1-
Ahlâk-ı Alâî,
2- Tecrid
haşiyesi, 3- Mevâkıf haşiyesi, 4- Dürer ve Gurer haşiyesi, 5- Kalemiyye Risalesi,
6- Sayfiyye
Risalesi, 7- Tefsire ve vakfa dâir risaleleri, 8- Şiirlerinin
toplandığı bir Dîvânı, 9- Tabakât-ı Hanefîyye (İmâm-ı a’zam hazretlerinden
İbn-i Kemâl Paşa’ya kadar).
Ali
Efendi, daha çok Ahlâk-ı Alâî adlı eseriyle tanınmıştır. Bu eserini 1564
senesinde Şam’da vazifeli bulunduğu sırada, Suriye beylerbeyi Ali Paşa adına
te’lif ederek, eserinin adını ona izafeten Ahlâk-ı Alâî koymuştur. Ahlâk-ı Nâsırî,
Ahlâk-ı
Celâli, Ahlâk-ı Hüseyn ve
İmâm-ı Gazâli hazretlerinin İhyâu ulûmiddîn ve Eyyühel-Veled adlı eserlerini
inceleyerek yazdığı bu eserinde, nakiller ve îzahlar yapmıştır. Eser defalarca
basılıp, asırlarca ahlâk kitaplarına kaynak olmuş ve Osmanlı Devleti’nin son
zamanlarına kadar medreselerde ve liselerde okutulan ahlâk derslerinde temel
teşkil etmiştir. Ahlâk-ı Alâî ve yukarda bahsedilen ahlâka dâir kitaplar ve
İslâm âlimlerinin çeşitli, eserleri incelenip, Türkçe olarak İslâm Ahlâkı
adında bir eser hazırlanmıştır. Hazırlanan bu eser İstanbul’da Hakikat Kitabevi
tarafından yayınlanmıştır.
Oğlu Hasan Çelebi, Tezkiret-üş-şuarâ
adlı eserinde babası Ali bin Emrullah hakkında şöyle birhâdiseyi nakleder:
“Birgün dostları ile dinlenmek üzere bir bahçeye gittiler. Orada
arkadaşlarından biri Bahâristân kitabını gösterip; “Ali Efendi, bu kitabı
okudunuz mu?” diye sordu. O da; “Hepsi ezberimde” deyince; “Öyleyse oku
bakalım” dedi. Kitaptaki şiir ve hikâyeleri sonuna kadar okuyunca, arkadaşları
buna şaşırıp kaldılar.”
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; cild-13, sh.
242
2) Mu’cem-ül-müellifîn; cild-7, sh. 34
3) Şakâyık-ı Nu’mâniyye Zeyli (Atâî); sh. 164
4) Şezerât-üz-Zeheb; cild-8, sh. 34
5) Tezkiret-üş-Şuarâ; (Kınalı-zâde Hasan
Çelebi); cild-2, sh. 652
6) Künh-ül-ahbâr’ın Tezkire Kısmı (Mustafâ Âli
Efendi, Hazırlayan Mustafa İsen, A. Ü. Fen-Edebiyât Fak. Kütüphânesi, Erzurum);
sh. 144
7) Meşâir-uş-Suarâ (Âşık Çelebi, London-1971);
sh.
8) Türk Klasikleri; cild-4, sh. 173
9) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; sh. 984
10) İslâm Ahlâkı;
sh. 6