Seyyid
Abdullah Arvâsî’nin büyük oğlu. Nesebi; Abdurrahîm bin Abdullah bin Muhammed
bin Şehâbeddîn bin İbrâhim bin Cemâleddîn bin Kemâleddîn bin Muhammed bin Kâsım
Bağdadî’dir.
Seyyid
Abdurrahîm, Van’ın Arvas köyünde babalarının medresesinde okudu, onların
sohbetleriyle olgunlaştı. Zamanın aklî ve naklî ilimlerinde söz, tasavvufda ise
hâl sahibi meşhur bir velî oldu. Şöhreti her tarafa yayılıp, dillerde
söylenmeye başlandı.
1785
(H. 1199) senesinde, Doğubâyezîd’deki meşhur sarayın banisi Çıldıroğullarından
İshak Paşa, Seyyid Abdürrahîm’i davet etti. Alim ve velîlere pek kıymet veren
İshak Paşa, ilim erbabı bir zât idi. Onların meclislerine katılmaktan zevk
alırdı. Seyyid Abdurrahîm, İshak Paşa’nın davetini kabul edip, Doğubâyezîd’e
gitti. Bölge halkı şiîliğe meyilli idi. Orada Ehl-i sünnet itikadının yayılması
için çalıştı. Uzun münazaralardan ve mücâdelelerden sonra sapık şii fırkasının
bozukluğunu herkese kabul ettirdi. Halk, Ehl-i sünnet olup huzura kavuştuğu
gibi, aralarındaki ayrılık ve düşmanlıklar da son buldu ve fitne söndürüldü.
Seyyid
Abdurrahîm, bu gayretinin yanısıra naklî ve tasavvufî ilimleri de öğretiyor,
insanların ebedî saadete kavuşması için bütün gücünü harcıyordu. Talebelerine
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin Mesnevî’sini okuttuğu bir sırada, onu dinleyen
bir İranlı ayağa kalkıp, Mevlânâ’yı ve Mesnevî’yi kötülemek maksadıyla; “Ne
okuyorsunuz?” diye sordu. Seyyid Abdurrahîm; “Mesnevi okuyoruz” buyurdu. İranlı,
dinlemeye değmez anlamına gelen; “Meşnevî” deyince, bu söze son derece
hiddetlenen hazret-i Seyyid, Mesnevî-yi şerifi rastgele açıp, “Şu beyti bir
oku!” buyurdu. Orada;
“Mesnevî râ meşnevî mehân,
Ey seg-i gürgîn bed kerdeî.”
yâni;
“Mesnevî’yi
meşnevî diye okuma. Ey uyuz köpek! Kötü bir iş yaptın” yazılıydı. İranlı ve
oradakiler bu manâlı söz karşısında şaşkına döndüler. İranlı diyecek söz
bulamadı, meclisi terk edip gitti. Talebeler, Mesnevî’den o beyti çok aradılar,
fakat bulamadılar. Hocalarının kerâmeti olduğunu anlayıp, Seyyid Abdürrahîm’e
tam bir teslîmiyetle bağlandılar.
Seyyid
Abdurrahîm hazretlerinin bu ve benzer kerâmetleri, doğuda dilden dile dolaşarak
uzun yıllar söylenegelmiştir.
1786
yılında Doğubâyezîd’de vefât etti. Kabri, sevenlerinin, ihtiyâç ve istek
sâhiblerinin ziyâretgâhı oldu. Hâlen ziyaret edilmektedir. Sırt ağrısından
muzdarib olanların, sırtlarını kabir taşına sürmesinden taş yıpranmış, üzerinde
Arvâsî kelimesi ile vefât târihi ve Fatiha Kelimesinden başka yazı kalmamıştır.
Seyyid
Abdürrahîm’in, Muhammed ve İbrâhim isminde iki oğlu vardı. Bunlardan Seyyid
Muhammed’in çocuğu yoktu. Babasının maddî ve manevî vârisi olan Seyyid
İbrâhim’in; Abdurrahîm ve Abdülazîz adlı iki oğlu ve Emine Hanım (Seyyid
Fehîm-i Arvâsî’nin annesi) adlı bir kızı vardı. Seyyid İbrâhim, İranlılarla
yapılan görüşmelerde Osmanlıları temsil etti. 1832’de Yukarı Doğubâyezîd’de
vefât etti. Büyük oğlu Abdurrahîm de 1818’de aynı yerde vefât etmişti. Babasına
vâris olan diğer oğlu Seyyid Abdülazîz de, 1880’de vefât ederek babasının
yanına defnedildi. Beş oğlu vardı. Büyük oğlu ve vârisi Seyyid Muhammed Emîn
Efendi, hâl ve kerâmetleri ile meşhur oldu. 1914 yılında Doğubâyezîd’de vefât
etti. Yedi oğlu vardı. Kendisi ile aynı senede vefât eden refikası Medine Hanım
da kerâmet ehli idi. Seyid Abdülhakîm-i Arvâsî hazretleri, kendilerini sıla-i
rahm için ziyaret eder, beraberce tatlı sohbetler ederlerdi. Böyle bir
ziyaretlerinde, Muhammed Emîn Efendi’nin dünyâya yeni gelen ortanca oğluna
kendi ismini vererek Abdülhakîm koydu. Bu Abdülhakîm Efendi’nin dört oğlundan
Seyyid Ahmed Arvâsî Bey, kendisini İslâm ve batı kültüründe yetiştirmiş,
bugünkü beşerî sıkıntıları iyi anlamış bir zât idi. 1988 senesinin son gününde
vefât ederek İstanbul-Edirnekapı Kabristanı’na defnedildi. Eğitim
Enstitülerinde vermiş olduğu dersleri ile on binlerce öğretmen yetiştirmiş olan
Seyyid Ahmed Arvâsî Bey, çeşitli makale ve kitapları ile de, Türk gençliğinin
fikrî yapısının gelişmesine, İslâm ahlâkı ile ahlâklanmasına büyük hizmetler
etmiştir. Eğitim
Sosyolojisi, Kendini Arayan İnsan, İnsan ve İnsan Ötesi, Türk-İslâm Ülküsü,
Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz, İlmihâl, Doğu Anadolu Gerçeği, Şiirlerim, Size
Sesleniyorum (Türkiye Gazetesindeki makaleleri) gibi eserleri
yayınlanmıştır.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Abdürrahîm Arvâsî (S. Ahmed Arvâsî, Türkiye
Gazetesi Kütübhânesi)
2) Size Sesleniyorum-1 (S. Ahmed Arvâsî,
İstanbul-1989)