Balıkesir ve Çanakkale taraflarında kurulmuş olan bir Türk beyliği. Bu ailenin atası, on birinci asrın ikinci yarısından sonra Orta Anadolu’da bir devlet kuran Melik Danişmend Gazi idi. Türkiye Selçukluları, Danişmendlilerin 1175 senesinde Sivas, 1178’de de Malatya koluna son vererek bu devleti Orta’dan kaldırmıştı. Danişmendli ailesine mensub olanlar, Selçukluların hizmetine girip Bizans hudûdlarında uç beyi olarak vazife aldılar, Türkiye Selçuklularının son zamanlarında bu aileden uç beyliği vazifesinde; bulunan Kalem Bey ile oğlu Karesi Bey, diğer uç beyleri gibi Batı Anadolu’yu Bizanslılardan fethe başlamışlar ve 1302 senesinden sonra Balıkesir’i alarak, beylik merkezi yapmışlardı.
Karesi Beyliği; Balıkesir, Aydıncık, Bergama, Edremit, Ayazmend, Bigadiç, Başkalenbe, Ezine ve Eski Truva’ya hâkim oldu. 1304 senesinde, Türk fütuhatına karşı Bizanslılara yardıma gelen Katalanlılar, Erdek sahillerine çıktılar. Burada Karesi askerleriyle yaptıkları muharebede yenilerek geri çekildiler. Karesi Bey, Moğolların önünden kaçan Sarı Saltuk Türklerini kendi arazisine yerleştirerek, bölgedeki Türk nüfûsunun, artmasına gayret etti.
Kalem Bey ile oğlu Karesi (Kara İsa) Bey’in hangi târihte vefat ettikleri belli değildir. Fakat bâzı kayıtlarda Karesi Bey’in 1328’den önce öldüğü anlaşılmaktadır. Karesi Bey’den sonra başta merkez Balıkesir olmak üzere beyliğin büyük kısmına oğlu Demirhân hâkim oldu. Güneydeki Bergama ve havalisi ise kardeşi Sücâeddîn Yahşîhân’ın idaresinde idi. Karesi Bey’in üçüncü oğlu Dursun Bey ise, Osmanlı sultânı Orhan Gâzi’nin yanına sığınmıştı. Yahşî Bey, Bizanslılara karşı 1341 ve 1342 senelerinde iki defa donanma ile Gelibolu Yarımadası’na asker çıkardıysa da muvaffak olamadı. Bizans hükümdarı Kantakuzen ile andlaşma imzalayıp geri çekildi ve 1345’den önce vefat etti. Daha sonra Truva taraflarında Süleyman Bey’in hâkimiyeti görülmektedir. Fakat kendisinin Demirhân veya Yahşî Bey’den hangisinin oğlu olduğu kesin olarak anlaşılamamaktadır. Bizans tahtı için mücâdele eden Kantakuzenos, muhaliflerine karşı düştüğü zor durumdan, Süleyman Bey’in 1343 senesinde Gelibolu’ya gönderdiği kuvvetlşr sayesinde kurtulabilmişti. Süleyman Bey, Bizans kumandanlarından olan kayınpederi Vatates’e de, Bizans imparatoruna cephe alınca yardım etmişti. Aydınoğlu Umur Bey, 1345 senesinde Kantakuzenos’a yardıma gittiği zaman yanında Süleyman Bey de vardı ve Rumeli sahiline Karesioğullarının gemileri ile geçilmişti. Süleyman Bey’in de vefat târihi belli değildir. Ancak 1357 senesinde Truva taraflarına hâkim olduğu bilinmektedir.
Diğer taraftan Osmanlılara iltica eden Dursun Bey, Balıkesir ümerâsının isteği üzerine, halk tarafından sevilmeyen kardeşi Demirhân’a karşı beyliği ele geçirmek için Orhan Gâzi’den yardım istedi. Dursun Bey, Osmanlı sultânı Orhan Gâzi’ye Balıkesir, Aydıncık, Bergama’yı vermeği, diğer yerlerin de kendisine bırakılmasını teklif etti. 1345 senesinde Orhan Gazi, beraberinde Dursun Bey olduğu hâlde Balıkesir üzerine yürüdü. Bu durumu haber alan Demirhân, Bergama’ya çekildi. Orhan Gazi, Balıkesir önlerine gelince, başta Hacı ilbey olmak üzere Evrenoz, Ece Halil ve Gazi Fâzıl beyler gibi şehrin ileri gelenleri tarafından karşılandı. Orhan Gazi, iki kardeşi barıştırmak için Dursun Bey’i Hacı İlbey ile birlikte Bergama’ya gönderdi. Kardeşiyle anlaşmak üzere Bergama önüne gelen Dursun Bey, kaleden atılan bir ok ile vurularak öldürüldü. Bu durumdan son derece üzüntü duyan Orhan Gazi, Balıkesir ve çevresini Osmanlı ülkesine katarak Bergama’yı kuşattı. Demirhân müdâfaayı bırakıp teslim oldu. Bergama’yı Osmanlı topraklarına dâhil eden Orhan Gazi, Demirhân’ı affederek, Bursa’ya yerleştirdi. Bursa’da iki sene kadar yaşayan Demirhân, 1347 senesinde taundan (veba) vefat etti.
Karesi Beyliği’nin Demirhân’a ait olan kısmının Osmanlılara geçmesi üzerine, tecrübeli Karesi ümerâsından Hacı İlbey, Evrenos Gazi, Ece Halil ve Gazi Fâzıl Bey, Osmanlı Devleti hizmetine geçerek, Rumeli’nin fethi için büyük gayret sarfetmişlerdir. Sultan Birinci Murâd Hân, 1360 yılında tahta geçtiği sene, Truva ve Çanakkale taraflarındaki Karesi arazisini ele geçirerek, beyliği tamamen Osmanlı topraklarına kattı. Karesi oğullarına dâir şimdiye kadar mevcut eser, kitabe ve sikke bulunamamıştır.