Tâbiîn’in büyüklerinden. Meşhûr fıkıh âlimi. İsmi, Hammad bin Ebî Süleyman olup, künyesi Ebû İsmail’dir. Doğum târihi belli değildir. Kûfe’de yaşamış ve 737 (H. 120)’de vefat etmiştir.
İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe’nin hocası olan Hammad bin Ebî Süleyman; Enes bin Mâlik, Zeyd bin Vehb, Sa’îd bin Müseyyib, Sa’îd bin Cübeyr, İkrime, Ebî Vâil ve İbrahim Nehâî gibi zâtlardan hadîs-i şerîf dinleyip rivayet etti.
Fıkıh ilmini ise, Enes bin Mâlik ile İbrahim Nehâî’den öğrendi. İlim silsilesi şöyledir. Hammad bin Ebî Süleyman İbrahim Nehâî’den, İbrahim Nehâî Alkame bin Kays’dan, Alkame de Abdullah bin Mes’ûd’dan ilim tahsil etti. Bu da Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemden ilim öğrenmiştir. Hocalarının naklen bildirdikleri ilmi toplayıp, yüksek bir dereceye ulaşan Hammad bin Ebî Süleyman, uzun müddet ders vererek kıymetli âlimler yetiştirdi.
Yetiştirdiği âlimlerin en büyüğü İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe’dir. Yirmi sekiz sene hocası Hammâd’ın derslerine devam eden Ebû Hanîfe, ilimde çok az kimsenin ulaşabileceği dereceye ulaştı. Bütün İslâm âleminde, zamanında ve sonraki asırlarda müslümanların îtikâd ve amel bilgilerini öğrenmeleri ve buna göre amel etmeleri hususunda bir rahmet oldu. Hammad bin Ebî Süleyman’dan; oğlu İsmail, Âsım el-Ahvel, Şu’be, Süfyân-ı Sevrî, Hammad bin Seleme, Mis’âr bin Kedâm, Hâkim bin Uteybe gibi âlimler de ilim öğrenip hadîs-i şerîf rivayet ettiler.
İlimde pek yüksek ve güzel huy sahibi olan Hammad bin Ebî Süleyman ticâretle de uğraşırdı. Her gün kendine yetepek kadar para kazandıktan sonra, eşyasını toplayıp pazarı terk ederdi. Kanâat sahibi ve cömert idi. Ramazân-ı şerîfde elli fakîri besler, bayram günü yeni elbiseler giydirir, yüzer dirhem de ihsanda bulunurdu. Kur’ân-ı kerîm okurken ağlardı. Torunu; “Dedem Hammad’ın odasında okuduğu Kur’ân-ı kerîm sayfalarının gözyaşlarıyla ıslandığını çok gördüm” demiştir.