Emevî Devleti’nin meşhûr kumandanı ve valisi. 661 (H. 41)’de Tâif’de doğdu. 714 (H. 95)’de Vâsıfta vefat etti. Benî Sakîf kabîlesindendir. Gençliğinin ilk yıllarına dâir malûmat çok azdır. Genç yaşta Arabistan’dan Emevîlerin yanına gidip, Abdülmelik bin Mervân’ın hizmetine girdi. Abdülmelik bin Mervân, vezirinin tavsiyesi üzerine Haccâc’a alâka gösterdi Daha sonra onu Irak’a gönderilen orduya kumandan tâyin etti. 691 (H. 72) senesinde yapılan savaşta, Irak’a tamamen hâkim olundu. Böylece Abdülmelik bin Mervân, Hicaz hâriç bütün bölgelere hâkim olmuştu. Hicaz’a da hâkim olmak için Haccâc komutasında iki bin kişilik bir ordu gönderdi. Haccâc, komuta ettiği bu ordu ile 692 (H. 73) senesinde, Tâif’te karargâh kurduktan sonra, yedi ay kadar Mekke’yi muhasara etti. Buraya hâkim olan Abdullah bin Zübeyr’in (r. anh) savunmasını kırmak için Kabe’ye mancınıkla taş atarak dövmeye başladı. Neticede Mekke’yi teslim aldı. Abdullah bin Zübeyr’i de şehîd ettirdi ve şehirde katliam yaptırdı. Ayrıca, muhasara sırasında atılan taşlarla yıkılan Kabe’yi yeniden inşâ ettirdi.
694 (H. 75) senesinde Hicaz ve Irak valiliğine tâyin edilen Haccâc, Hindistan’a kadar bir çok yerleri fethetti. Bu arada pek çok müslümanı da şehîd etti.
O zaman islâm dünyâsında büyük bir fitne unsuru olan Hâriciler, yoğun bir isyan içinde idiler. Halîfe Abdülmelik bin Mervân’ın muârızlarıyla meşgul olmasından istifâde ederek İran’ın güney bölgesini ele geçirmişlerdi. Haricîlerin bilhassa Ezrakî kolu çok azıtmış idi. Abdülmelik bin Mervân bunlar üzerine önce Muhalleb komutasında bir ordu gönderdi. Ancak tam bir netice alamadı. Bunun üzerine Haccâc, emrine verilen kuvvetle yardıma gönderildi. 697 (H. 78) senesinde İran’da yapılan çetin ve kanlı bir savaşta haricîlerin büyük bir kısmı kılıçtan geçirildi. Geri kalanları da Ahsa çöllerine sürülüp, orada ikâmete mecbur tutuldular. Haccâc, haricîlere ard arda vurduğu darbeler neticesinde bu fitneyi söndürdü.
697 (H. 78) senesinde bütün doğu eyâletlerine umûmî vali olarak tâyin edildi. Halîfe ona bu vazifeyi vermekle karışıklıkları ortadan kaldırmayı, fetihleri muntazam devam ettirmeyi ve çeşitli vilâyetlerden gelen devlet gelirlerini düzenlemeyi arzu etti. Haccâc, 704 (H. 84-85) senesinde doğu eyâletlerindeki karışıklıklara tamamen son verdi.
Halîfe Abdülmelik bin Mervân’ın vefatından sonra 705 (H,86)’da Velid bin Abdülmelik, Emevî Devleti halîfesi olunca, Haccâc’ın yetkisi daha da arttı. Ömrünü kargaşalık ve siyâsî isyanlarla meşgul olmakla geçiren Haccâc, vaktinden evvel yıpranıp çökmüştü. Yirmi seneden ziyâde devlet idaresinde vazîfe yapıp, idare ettiği memleket ahâlisini korku ve dehşet içinde bırakmıştı. Yüz yirmi bin kişiyi öldürttüğü rivayet edilir. Buna rağmen affı da çok olurdu. Vefat ettiği sırada zindanlarda elli bin kişi bulunduğu rivayetler arasındadır. Bu sebeplerden dolayı idare ettiği bölgelerde Haccâc-ı Zâlim diye anılırdı. Güzel konuşur, nükteli sözleri severdi. Hutbeleri, Arab edebiyatının şaheserleri arasında yer alır. Her zaman samîmi bir müslüman intibaını verirdi. Bilhassa haricîlere vurduğu darbe ile Ehl-i sünnete büyük hizmeti dokundu.
Kur’ân-ı kerîme hareke konmasını ve böylece doğru okunmasını Haccâc sağlamıştır. Haccâc, çiftçilere faizsiz kredi vermiş ve sulama te’sisleri yaptırmıştır. Beyt-ül-mâlın bütün paralarının darbı, basması onun zamanında olmuştur. Çok zekî ve siyâseti kuvvetli idi. Zulmü gibi kerem ve ihsanı da ziyâde idi.