Soru: İslam Ahlakı kitabında, (Sabah
namazı kılarken, güneş doğmaya başlarsa, bu namaz sahih olmaz. İkindiyi
kılarken güneş batarsa, bu namaz sahih olur) ve İlmahal’de de, (Sabah namazı hariç, diğer vakitlerde, vakit çıkmadan, Hanefî’de
iftitah tekbiri alan, Malikî’de ve Şafiî’de ise, bir rekât kılan, namazı
vaktinde kılmış olur) deniyor. Niye sabah namazı hariç tutuluyor? Akşam
güneş batınca, ikindinin vakti çıkmış olduğu hâlde bu namaz sahih oluyor da,
sabah güneş doğunca, sabahın vakti de çıkmış olduğuna göre, niye sabah namazı
sahih olmuyor?
CEVAP
Bu konu kitaplarda
şöyle bildiriliyor:
Kendi arzusuyla namazdan
çıkmak, İmam-ı a’zama göre farzdır. İmameyn’e göre, farz değil vacibdir. Bir
kimse namazın sonunda teşehhüd miktarı oturduktan sonra kasten namaza aykırı
bir iş yapsa, mesela gülse, konuşsa, yiyip içse namazı sahih olur, fakat elinde
olmadan abdesti bozulsa, bu durumda İmam-ı a’zama göre, hemen abdest alarak,
gelip selam verip, kendi isteğiyle namazdan çıkması gerekir. (Halebî)
Abdesti bozacak bir
şey, selam vermeden önce hâsıl olursa, üç mezhepte namaz bozulur. Son teşehhüdü
okumayı bitirmeden önce olursa, Hanefi’de
de bozulur. (İ. Ahlakı)
Sabah namazına gün
doğmadan önce başlanır da, namaz tamamlanmadan güneş doğarsa, namaz bâtıl olur.
Ancak teşehhüd miktarı oturmuş olan kişinin namazının bu durumda batıl olup
olmayacağı hususunda ihtilâf vardır. (Mezahib-i erbaa)
Tertip sahibi,
namaz esnasında kılmadığı bir namazı hatırlarsa veya
İmam-ı azama göre, sabah namazını kılarken güneş doğarsa yahut Cumayı kılarken ikindi vakti girerse; bunlar
teşehhüd miktarı oturduktan sonra veya sehv
secdesi yaparken bile meydana gelse, o kimsenin namazı bâtıl olur. Eğer bu imam
ise, arkasındaki cemaatin namazları da bâtıl olur. (Fetava-i
Hindiyye) İmameyne göre, teşehhüd miktarı oturduktan sonra, salli
barikleri okurken güneş doğsa o namaz sahih olur.
Abdest alırken veya namaz kılarken, özrü kesilip, sonraki ikinci
vaktin sonuna kadar hiç gelmezse, özürlüyken aldığı abdesti ve namazı iade
eder. Namaz bittikten veya teşehhüd miktarı
oturduktan sonra kesilirse, namazını iade etmez.
Teşehhüd miktarı
oturduktan sonra abdestini bozarsa, namazı tamam olur. Teşehhüd miktarı
oturduktan sonra abdesti kendiliğinden bozulursa, hemen abdest alıp vacib olan
selamı verirse yahut abdest almayıp, namazı
bozan bir şey yaparsa, mesela selam verirse, namazı tamam olur.
Namazın rükünlerini
tamamladıktan sonra [Ettehıyyatüyü okuduktan sonra], ayağa kalkmak gibi kendi
arzusuyla namazdan çıkaran bir şey yapanın namazı sahihtir. (Redd-ül muhtar)
Bir kimse teşehhüd
miktarı oturduktan sonra, kasten namaza aykırı bir şey yaparsa -isterse abdesti
bozulduktan sonra olsun- namaz tamam olur; çünkü farzları tamamdır. Evet, selam
vermek vacib olduğu için namaz tekrarlanır. Namaza aykırı hareketi kendi fiiliyle
olmayarak oturmadan önce olursa, namaz ittifakla bozulur. Oturduktan sonra
olursa İmam- a’zama göre bozulur. İmameyne göre sahihtir. (Dürr-ül muhtar)
Sabah namazında
güneşin doğmasıyla, Cuma namazında ikindi vaktinin girmesiyle, namaz içinde
özürlünün özrünün yok olmasıyla, yaranın iyileşip sargısı düşmesiyle, necasetle
namaz kılanın necaseti gideren şeyi teşehhüd miktarı oturduktan sonra
bulmasıyla, kaza kılan kimsenin üzerine mekruh vaktin girmesiyle meydana gelen
durumlar İmam-ı a’zama göre, namazı bozar. İmameyne göre bozmaz. (Dürer ve gurer)
Namazın sonunda
teşehhüd miktarı oturup, sonra kendi iradesiyle namazdan çıkanın namazı
sahihtir. (Dürer ve gurer)
Teşehhüd miktarı
oturduktan sonra kasten kahkahayla gülerse namazı tamamdır. (Redd-ül muhtar)
Bir kısım insanlar
gemide cemaatle namaz kılsalar, bir kısmı da geminin dışında bu cemaate
uysalar, teşehhüdden sonra selâm vermeden gemi hareket ederse, gemi dışında
imama uyanların namazı İmam-ı a’zama göre bozulur, İmameyne göre bozulmaz.
Sabah namazının farzını kılarken Ettehıyyatü’yü okuyup selâm vermeden güneş
doğarsa, yine İmam-ı a’zama göre namaz bozulur, İmameyne göre bozulmaz. (Tergib-üs-salât)
Mesbukun imamı
teşehhüd miktarı oturduktan sonra kahkahayla gülerse, imamın ve mesbuk
olmayanların namazları tamamdır. Mesbukun namazı bozulur; çünkü namazın
rükünleri tamam olmadan, bozan bir şey olmuştur. (Redd-ül
muhtar)
Tertip sahibi bir
kimse namazdayken kaza namazı olduğunu hatırlarsa; teşehhüd miktarı oturmadan
hatırladığı takdirde, namazı ittifakla bozulur. Teşehhüd miktarı oturup selam
vermeden önce hatırlarsa İmam-ı a’zama göre bozulur; İmameyne göre bozulmaz. (Redd-ül muhtar)
Netice: Hanefi mezhebindeki üç imama da uyabilmek
için, namazın rükünlerini tamamladıktan sonra, kendi irademizle namazdan çıkmalıyız.
Kendi irademiz olmadan namazdan çıkılmışsa, İmameyn’in kavline göre namaz yine
sahihtir. Maliki’yi taklit edenlerin,
kendi iradeleriyle namazdan çıkmaları farz olduğu için, İmam-ı a’zamın kavline
uymaları gerekir.