Soru: Numaratörle veya elektronik sayaçla tesbih çekmek, zikretmek
bid’at midir?
CEVAP
Sayı saymak ibadet
değil, âdettir. Deveye binmek zevaid sünnettir. Otomobile, uçağa binmek
âdettir, sünnete aykırı değildir. Bunun gibi, mekanik veya
elektronik aletlerle tesbih çekmek bid’at değildir. Ancak bu aletleri
insanların içinde kullanmak dikkati çeker. Riyaya, fitneye sebep olabilir,
gösterişe kaçabilir. Bu bakımdan cep içinde ve tenhada çekilmelidir.
Normal tesbihlerle
de, elektronik tesbihlerle de tesbih çekmek bid’at değildir. İbni Abidin
hazretleri buyuruyor ki:
Resulullah efendimiz, bir kadının tesbihleri, çekirdeklerle
saydığını görmüş; fakat yasaklamamıştır. Bu da, tesbihleri, taşla, çekirdekle
ve tesbihle çekmenin caiz olduğunu göstermektedir. Delili de şudur: Ebu Davud, Tirmizi,
Nesai, İbni
Hibban ve Hâkim’in; Said bin Ebi Vakkas’tan [radıyallahü anh] rivayet
ettikleri hadis-i şerifte, Resulullah
bir kadının çekirdeklerle veya çakıl taşlarıyla
tesbih çektiğini gördüğü halde yasaklamadığını bildirmektedir. (Redd-ül-muhtar)
Peygamber
efendimiz işin aslını bildirirdi. Mesela, (Ezanı yüksek yerde okuyun) buyurmuştur. Bunun için
Minarede ezan okumak sünnete aykırıdır denmez. Tesbihi hurma çekirdeğiyle, iğde
çekirdeğiyle veya çakıl taşıyla saymak, sünnete
aykırı değildir. Merhum hocamızın bir hatırası, bu konuyu çok iyi
açıklamaktadır:
Lisede öğretmen
iken derste, bir talebe, (Hocam, harpte ölen Müslüman
şehit olur mu?) dedi. (Evet, olur)
dedim. (Peygamber bunu haber verdi mi?) dedi. (Evet) dedim. (Denizde
boğulursa da, uçaktan düşerse de, helikopterden düşüp ölürse de şehit olur mu?)
dedi. (Evet, olur) dedim. (Peygamberimiz bunları da haber verdi mi?)
dedi. (Evet, haber verdi) dedim. Bir kahraman
edasıyla, (Hocam, o zaman uçak ve helikopter var mı
idi?) dedi. (Peygamber efendimiz,
Cami-ul-kelim idi. Çok şeyleri, bir kelimeyle, bir cümleyle bildirirdi.
(Yüksekten düşen şehit olur) buyurdu) dedim. Talebe, (Şimdi anladım) dedi.
Demek ki, attan
düşsün, minareden düşsün, teleferikten düşsün, yüksek yerden düşüp ölünce şehit
olur. O zaman minare ve teleferik yoktu denmez.
Kanserden ölen
müminin şehit olduğu bildirilince, (O zaman kanser mi
vardı da, Resulullah bildirdi) diyenlere, hadis-i şerifte iç
hastalıklarından ölen şehit olacağı açıklanmıştı. Her hastalığın ismen teker
teker bildirilmesi gerekmez. Şu hadis-i şerif birçok hastalığı içine
almaktadır: (İç hastalıklarından ölen kimse şehittir.)
[İbni Asakir]