Soru: Namazda tertip ne demektir?
CEVAP
Namazları sırasıyla
kılmak demektir.
Bir günlük beş
vakit farz namazla vitri kılarken ve bunları kaza ederken tertibe riayet etmek,
yani sıralarını gözetmek farzdır.
Sabah namazına
uyanamayan, hutbe okunurken bile hatırlarsa, hemen bunu kaza etmelidir. Bir
namazı kılmadıkça ve bunu kaza etmedikçe, bundan sonraki beş vakit namazı
kılmak caiz olmaz. Hadis-i şerifte, (Bir namazı uykuda
geçiren veya unutan kimse, sonraki namazı cemaatle kılarken hatırlarsa, imamla
namazı bitirip, sonra önceki namazını kaza etsin! Bundan sonra, imamla
kıldığını tekrar kılsın!) buyuruldu. [Mesela öğle namazını kılmayı
unutup ikindi vakti girse, tertip sahibi kimsenin, önce öğleyi kaza etmesi
gerekir. Uyuyup öğle namazını kaçıran kimse de, önce öğleyi kaza ettikten sonra
ikindiyi kılar.]
Sabah namazına
başlamadan veya namaz arasındayken, vitri
kılmadığını hatırlayan kimse, vitri kaza etmeden sabah namazını kılsa, kabul
olmaz. Güneş doğmasına, yalnız vitri kaza edecek kadar zaman kalmışsa, ancak bu
hâlde sabah namazı kabul olur. Demek ki, bir namaz vaktinin sonunda, kazayı da
kılacak kadar zaman kalmazsa, kazayı önce kılmak lüzumu affolur.
Vakit daraldı
sanarak, vakit namazının farzını kılan, sonra daha zaman olduğunu anlasa,
kazayı ve sonra vaktin farzını tekrar kılar.
Vaktin namazına
başlarken veya namaz içindeyken, kazası
olduğunu unutursa, namazdan sonra hatırlasa da, kıldığı namaz kabul olur, çünkü
unutmak özürdür. [Mesela sabah namazını kılarken vitri kılmadığını unutsa,
namaz kıldıktan sonra hatırlasa bile sabah namazı sahih olur. Eğer namaz
içindeyken hatırlarsa, o namaz sahih olmaz. Önce vitri kılması gerekir. Bir
başka örnek: Sabahı kılmadığını hatırladığı halde öğleyi kılarsa öğle sahih
olmaz, fakat sabahı kılmadığını unutarak öğleyi kılarsa sahih olur. Unutmak
özür oluyor.]
Kazaya kalan namaz
sayısının altı olması da, sırayla kılmayı affettiren bir özürdür. Kılmadığı veya kılıp da kabul olmayan farz namaz sayısı altı
olan bir kimse, tertip sahibi olmaz. Kaza namazlarının birbiri arasında ve
bunlarla vakit namazları arasında sırayı gözetmesi lazım olmaz. Mesela bir
farzı kılmayan kimse, bunu hatırladığı halde, beş tane vakit namazı kılsa, bu
beşi kabul olmayacağı için, kılınmamış namaz sayısı altı olur. Vitir namazı,
burada hesaba katılmaz. Eskiden kazaya kalmış farzlar da hesaba katılır.
Namazlar arasında
sırayı gözetmek lüzumunu gideren bir başka sebep, sırayla kılmanın lazım
olduğunu bilmemektir. Nass veya icma olmayan
şeyi bilmemek özürdür. Mesela, sabahı kılmayan, bunu hatırladığı halde, öğleyi
kılsa, bu kabul olmaz. Sonra, sabahı kaza edip, sonra ikindiyi kılsa, ikindi
kabul olur, çünkü kıldığı öğlenin kabul olduğunu sanmaktadır.
Beşten fazla
kazaları olan, bunları kaza ederken, kılmadığı namaz sayısı altıdan aşağıya
inince, sırayı gözetmek lüzumu tekrar geri gelmez. Bunları da sırasız
kılabilir. Sonra eda ettiği namaz sayısı, kazaya kalanla birlikte altı olunca,
eda etmiş olduğu namazlar, tekrar kabul olur. Mesela, bir farzı veya vitri kılmasa, sonra gelen namazları kılsa, bu
namazlar kabul olmaz. Beşinci namazı kılmadan, önce kılmamış olduğu namazı kaza
ederse, kıldığı namazlar nafile olmuş olur. Kazayı kılmadan önce kıldığı
beşinci namazın vakti çıkarsa, kazaya kalan ile kabul olmayan namaz sayısı altı
olur. Bu halde, kılınan beş namaz tekrar sahih olur.
Kıldığı beş namazın
her birinde, kazası olduğunu hatırlamak lazımdır. Birkaçında hatırlamadıysa,
bunlar hesaba katılmaz. Sabah namazını kılmayan kimse, sonra gelen namazları
kılsa, ertesi gün güneş doğarken, kılmış olduğu beş namazın hepsi kabul olur.
Soru: Tertip sahibi olmak ne demektir?
CEVAP
Tertip sahibi olmak
demek, hiç namaz borcu olmamak veya en fazla
beş vakit kaza borcu olmak demektir. Daha fazla kaza borcu olursa, tertip
sahibi olmaktan çıkar. Kaza borçlarını ödeyen kimse de tertip sahibi olur.
Tertip sahibi olanın, beş vakit farzı ve vitri kılarken, sıralarını gözetmesi
gerekir. Bir namazı kılmadıkça, ondan sonraki beş namazı kılmak caiz olmaz;
yani beş vakitten az olan kaza namazını, vakit namazından önce kılmak şarttır.
Hadis-i şerifte, (Bir namazı uykuda geçiren veya
unutan, sonraki namazı cemaat ile kılarken hatırlarsa, imamla namazı bitirip,
sonra önceki namazını kaza etsin! Bundan sonra, imamla kıldığını tekrar kılsın)
buyuruldu. (Dürr-ül-muhtar)
Bu tertibe,
şu üç halde uymak gerekmez:
1- Unutmak,
2- Vaktin
daralması,
3- Kaza
namazlarının çok olması.
Bunlara birer misal
verelim:
1- Unutmak: Öğle
namazını kılmayı unutan, ikindi ezanı okunduktan sonra hatırlasa, öğleyi kaza
etmeden ikindiyi kılsa sahih olmaz. Fakat ikindi namazını kıldıktan sonra, öğle
namazını kılmayı unuttuğunu hatırlasa, unutmak özür olduğu için, ikindi namazı
sahih olur. Ondan sonra da öğleyi kaza eder. Bir kimse, vitri kılmadan yatsa,
sabah ezanı okunurken uyansa, önce vitri kaza etmesi gerekir. Eğer, sabah
namazını kıldıktan sonra vitri kılmadığını hatırlarsa, sabah namazı sahih olmuş
olur.
2- Vaktin
daralması: Bir kimse, ikindi namazını kılmayı unutsa, yatsıya dört rekat namaz
kılacak kadar zaman kalsa, artık ikindiyi kaza etmeden akşamı kılar. Daha sonra
da ikindiyi kaza eder.
3- Kaza
namazlarının çok olması: Altı vakit veya daha
fazla kazası olan kimse, bunları kaza etmeden de vakit namazlarını kılabilir.
Bir kimse, bir ay namaz kılmasa, sonra pişman olup, bu namazları kaza etmeden
vakit namazlarını kılmaya başlasa, bu arada bir vakit namazı mesela öğleyi
kılmasa, ekseri ulemaya göre, bu bir vakti kaza etmeden vakit namazlarını kılsa
caiz olur. (Halebi)
Soru: Tertip sahibi bir kimse, vitri gece kalkınca kılarım
dese, uyanınca sabah vakti girdiğini görse, nasıl olsa vitir kazaya kaldı diye,
vitri kılmayıp sabah namazını kılsa, sabah namazı sahih olur mu? Uyanınca
güneşin doğmasına üç rekat namaz kılacak kadar zaman kalsa ne yapması gerekir?
Vitri mi kılması gerekir, yoksa sabah namazının farzını mı?
CEVAP
Vitir eda ve kaza
yönünden aynen farz namazlar gibidir. Yani tertip sahibi için vitri kılmadan
sabah namazının farzını kılmak sahih olmaz. Ancak unutarak veya vakit darlığı sebebiyle olursa ancak o zaman
caiz olur. Güneşin doğmasına üç rekat namaz kılacak kadar zaman kalınca,
sabahın farzı kılınır. Güneş doğduktan 50 dakika sonra veya
öğleye 20 dakika kalıncaya kadar vitri kaza etmek şarttır. Aksi takdirde, vitri
kaza etmeden öğle namazını kılmak sahih olmaz.
Soru: Fıkıh kitaplarında, tertip sahibi kimsenin, unuttuğu
bir farz namazı kaza etmeden vaktin namazını kılsa sahih olmayacağı
bildiriliyor. Peki kazasını kılmadan vaktin farzını kılması sahih olmayınca,
kazası varken sünnet veya nafile kılması sahih
olur mu?
CEVAP
Tertip sahibinin
durumu ile tertip sahibi olmayanın durumu farklıdır. Tertip sahibi olan, yani
hiç namaz borcu olmayan kimse, unutarak veya
başka dini bir mazeretle, namazı kazaya kalsa, o namazını kaza etmeden vaktin
namazını kılsa, vaktin namazı sahih olmaz. Bu hususu bildiren üç hadis-i şerif
meali şöyledir:
(Bir
kimse, unuttuğu bir farz namazı kaza etmeden vaktin namazını kılsa, o namaz
sahih olmaz.) [Dare Kutni, Kurtubi, İ. Süyuti]
(Bir
namazı unutup da bir farz namazı kılarken onu hatırlayan, başladığı namazı
tamamladıktan sonra, unuttuğunu kılsın.) [Beyheki, Dare Kutni, İbni Adiy]
(Kim bir
farz namazı kılmayı unutsa, imamla başka bir namaza durmuşken hatırlasa, o
namazını imamla kılsın, namazını bitirince, unuttuğunu kaza etsin. Sonra imamla
kıldığını da iade etsin.) [Taberani, Hatib]
Kaza namazı
borcundaki durum ise, bunlar bir özürle namazını kaçıranlar içindir. Kasten
terk edilmiş namazları var ise, onları kaza etmeden de vaktin namazı sahih
olur, ama sünnet ve nafileleri kabul olmaz. (Bey ve
şira risalesi, Nevadir-i fıkhıyye fi mezheb-il-hanefiyye)
Hazret-i Ali’nin
naklettiği bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Farz
namaz borcu olanın nâfile kılması, doğumu yaklaşmışken, çocuğunu düşüren
hâmileye benzer. Artık bu kadına, hâmile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle
olup, farz namazlarını ödemedikçe, Allahü teâlâ, onun nâfile namazlarını kabul
etmez.) [Zahire-i Fıkh, Fütuh-ul-gayb m. 48] (Fıkıh kitaplarında bütün sünnetlerin nafile namaz olduğu
bildirilmiştir.)