Soru: Kaza namazı olan, nafile namaz kılabilir mi, belli
başlı nafile namazlar hangileridir?
CEVAP
Namaz, iki sebeple
kazaya kalır:
1- Uyumak, unutmak
gibi dini bir özürle kaçırılır. Buna Faite yani kaçırılmış namaz denir.
Üzerinde böyle farz kazası olanın nafile namaz kılması caizdir. Çünkü
Redd-ül-muhtar, Halebi, Tahtavi ve Hindiyye
gibi kıymetli eserlerde buyuruluyor ki:
Faite [fevt olmuş,
yani bir özürle kaçırılmış] namazların kazalarını acele kılmak lazımdır. Fevt
olmuş [bir özürle kazaya kalmış] namazların kazalarını kılmak, nafile kılmaktan
evla ise de, hadis-i şerifle övülmüş olan beş vaktin sünnetlerini, duha,
tesbih, tehıyyet-ül-mescid, evvabin gibi nafile namazları kılmak, kaza
kılmaktan evladır.
Evla olmasının
sebebi, unutmak, uyumak gibi bir özürle namazı kazaya bırakmak günah olmadığı
içindir. Böyle kimselerin, adı geçen nafileleri kılacak kadar, kazaları
geciktirmeleri günah olmaz. Unutarak, uyuyarak kazaya bırakılan namaz sayısı
bir veya birkaç vakittir. Mesela sabah
namazının vaktinde uyuyup kalan kimse, güneş doğduktan 50 dakika kadar sonra bu
namazı kaza eder. Kaza etmeden önce, duha [kuşluk] namazı kılarsa caiz olur.
Çünkü sabah namazını, uyanamayarak bu vakte bırakması günah değildir. Duha
namazı kılacak kadar geciktirmesi de günah olmaz.
2- Bir de namaz,
bile bile tembellikle kılınmayıp kazaya bırakılır. Namazı böyle terk ederek
kılmamak büyük günahtır. Terk edilen böyle namazı, bir özürle kaçırılan namazla
karıştırmamalıdır. Birinin kazaya kalması günah değilken, ötekinin kazaya
kalması büyük günahtır. Bu büyük günah her namaz kılacak kadar boş zaman geçince,
bir misli artar. Çünkü namazı boş zamanlarda hemen kaza etmek farzdır.
Abdülkadir-i
Geylani hazretleri buyuruyor ki:
Farz kazası olanın
nafile kılması, borçlunun alacaklıya, hediye götürmesine benzer ki, elbette
kabul olmaz. Mümin, bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler de
kazancıdır. Sermaye kurtarılmadıkça, kazanç olamaz. Hadis-i şerifte buyuruldu
ki:
(Farz
borcu olan, kaza etmeden nafile kılarsa, boşa zahmet çekmiş olur. Kazasını
ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz) [Fütuh-ul gayb]
Hanefi âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevi hazretleri, bu
hadis-i şerifi açıklarken, farz borcu olanın hiçbir nafilesinin kabul
olmayacağını bildiriyor.
Kaza borcu olanın
nafilelerinin kabul olmayacağı Mektubat-ı Ma'sumiyye, Bey ve Şir’a risalesi ve
Nevâdir-i fıkhıyye fi mezheb-il-hanefiyye'de
de yazılıdır.
İmam-ı
Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Farzların yanında
nafilenin hiç kıymeti yoktur. Deniz yanında damla bile değildir. (Müjdeci Mektublar)
Farz kazası
olanlar, bildirilen nafile namazların vaktinde kaza namazı kılmalıdır! Hem kaza
borcu ödenir, hem de nafile namaz sevabına kavuşur. Kuşluk, evvabin, teheccüd,
tehıyyet-ül-mescid namazlarını kılarken, mesela, (ilk
kazaya kalmış sabah namazının farzına ve kuşluk namazını kılmaya) diye
niyet etmelidir. Böylece hem kaza borcu ödenmiş, hem de adı geçen nafile
namazlar kılınmış olur. (N.Fıkhıyye)
Hiç kazası olmayan
kimsenin de kaza namazı kılması caizdir. (Redd-ül-muhtar,
Hindiyye)