Soru: Bazı ülkelerde, bir camiden diğer camilere TV ile
irtibat kuruluyor, diğer camidekiler, büyük camideki imama uydukları gibi,
camiye gitmeyen de evinden, TV’deki imama uyup namaz kılıyormuş. Bunun mahzuru
var mıdır?
CEVAP
Öğrenmek niyetiyle
TV’den Kur'an-ı kerim dinlemek caizdir. Teypten dinlemek de caizdir. Okunan
Kur'an-ı kerimi kasete alıp, mezara gidince, teybi açarak kaseti dinlemekle
bizzat Kur'an-ı kerim okunmuş olmaz. Bunun gibi, bir kimse, namaz kılarken
kendi filmini çekse, sonra her namaz vakti gelince, video ile bu filmi oynatsa,
namaz kılmış olmaz. Namaz kılmak, ezan okumak vakitli ibadetlerdir. Bunları
teyple, video ile yapmak, bid'at olup, büyük günahtır.
TV ve video iyi bir
eğitim vasıtasıdır. Mesela namazın nasıl kılınacağını tatbiki olarak göstermek
çok iyi olur. Fakat namaz kılan imamın filmini alıp, imam yerine ekrandaki bu
görüntüye uymak caiz olmaz. Bunun gibi, ezan okuyan müezzinin filmini videoya
alıp, vakit gelince videodan ezan okutturmak da caiz olmaz. Çünkü TV
ekranındaki resim, müezzinin kendisi değil, görüntüsüdür. TV’deki ses de, müezzinin
bizzat kendi sesi değil, benzeridir.
İki ayrı şey,
birbirine çok benzese de, aynı değildir. Mesela Ali ile ikiz kardeşi Veli,
birbirine ayırt edilmeyecek derecede benzese de, ayrıdır. Biri Ali, öteki
Veli’dir.
Bir insanın resmi,
kendisinin benzeridir, aynısı değildir.
Resmin gözü yırtılsa, sahibinin gözüne bir zarar gelmez. Bir kimse aynaya
baksa, aynadaki görüntü, bakan kimsenin resmidir. Bu resim sahibinin bizzat
kendisi değil, benzeridir, görüntüsüdür. Aynayı kırsak, görüntü kaybolursa da
sahibine bir şey olmaz.
TV, teyp ve
radyodaki sesler de, sahibinin benzer sesidir, aynısı değildir. Aynen bunlar
gibi imamın sesi, hoparlöre verilince, elektrik ve mıknatısın hasıl ettiği bir
ses haline dönüşüyor. Bizim duyduğumuz ses, imamın sesi değil, elektrik ve
mıknatısın hasıl ettiği sestir. Yani hoparlörden çıkan ses, elektrik tesiriyle
hasıl olan mıknatıs kuvvetlerinin titreyerek demir levhanın husule getirdiği
bir sestir. Bu ses, imamın sesine, ne kadar benzerse benzesin, benzeridir,
aynısı değildir.
TV’deki görüntüye
imam diye uymakla, hoparlörden çıkan sese imamın sesi diye uymak aynıdır.
Görüntü bizzat imam olmadığı gibi, ses de bizzat imamın sesi değildir. Onun
için görüntüye ve cihazdan çıkan sese uymakla imama uyulmuş olmaz.
TV’deki sesler
yankı da değildir. Yankıya da uymak caiz olmaz.
Namaz kılarken
görüntüsü videoya alınmış imama uymak caiz olmadığı gibi, TV’nin naklen
yayınında, imamı da görsek, böyle bir imama da uymak caiz olmaz. Yahut hoparlör veya
radyo vasıtasıyla gelen ses de imamın sesi olmadığı için, bu ses ile hareket
ederek ibadet etmek de caiz olmaz.