Soru:
Ölüm acısını herkes duyacak mıdır?
CEVAP:
Ölüm
acısı, dünya acılarının hepsinden daha acıdır. Bir kâfir, uyku hapı içerek veya
narkozla her tarafı uyuşturulduktan sonra da ölse, çok şiddetli olan ölüm
acısını duyar. Fakat salih mümin, kurşun yağmuruna tutulsa, bu acıyı duymaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâya yemin ederim ki, ölüm meleğini
görmek, bin kılıç darbesinden daha şiddetlidir. Yine Allahü teâlâya yemin ederim ki, mümin bir kulun her damarı ölüm
acısını duymadıkça, canı çıkmaz.) [Ebu Nuaym]
(Şehit
ölüm acısını duymaz.) [Beyheki]
(Şehit,
öldürülmesinin acısını, ancak bir pirenin ısırması kadar duyar.) [Nesai]
Ölüm
acısı 70 kere kılıçla doğranmaktan fazladır; ama Allahü
teâlâ, sevdiği kullarına bu acıyı duyurmaz. Ölüm acısı, kabir azabı
yanında hiç kalır. Kabir azabı mahşer azabı yanında hiçtir. Mahşer azabı da,
Cehennem azabının yanında hiçtir. Salih mümin, ne ölüm acısını, ne kabir
azabını, ne de Cehennem ateşini duymaz. Sırat, Cehennem üzerine kuruludur.
Sırat köprüsünden herkes geçer. İki hadis-i şerif meali:
(İyi
kötü herkes [Cehennem üzerine kurulmuş Sırat’tan] geçer. Yalnız mümine, serin
ve selamet olur. İbrahim aleyhisselama ateşin serin olduğu gibi. Öyle ki
müminlerin soğukluğundan Cehennem, “Müminin nuru narımı söndürüyor” diye
bağırır. Bundan sonra Allahü teâlâ, takva
ehlini kurtarır; zalimleri ise orada yüzüstü bırakır.) [İbni Mace]
(Kıyamette
Cehennem mümine, “Çabuk geç ey mümin! Nurun nârımı [ateşimi] söndürecek” diye
bağırır.) [Taberanî]
Salih
mümin, ruhunu teslim edeceği vakit, rahmet meleklerini ve Resulullah efendimizi görüp, can verme acısını
duymaz. Bu şaşılacak bir şey değildir. Nitekim Mısır kadınları, Yusuf
aleyhisselamın güzelliğine hayran olup, kendilerini öyle unutmuşlardı ki,
ellerini kestiklerinden haberleri bile olmamıştı.